Mesajı Okuyun
Old 20-12-2010, 12:24   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın İsmail DEĞER;

Herhangi bir mesleğe kutsiyet atfetmemizin doğru olmadığını, elbette avukatlığın formaliteden ibaret olmayan saygın bir meslek olduğunu kabul etmekle beraber mesleğini layıkıyla yerine getiren herkesin takdir edilesi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca vekil/müvekkil arasındaki ilişkiye "muhtaç olma" ölçütüyle yaklaşmak da doğru olmaz düşüncesindeyim.

Sayın Ömer SİNİKAN;

THS'de de, TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği'nin katı bir şekilde uygulandığına ilişkin daha önce tartışmalar yapılmıştı. Ortaya çıkan sonuç, reklam yasağı anlayışının değişmekte olduğu ve yakın zamanda yasal düzenlemelere de yansıyacağı yönünde.

Sayın DEĞER bana göre avukatlık mesleğine haddinden fazla bir misyon yüklemiş ancak siz de
Alıntı:
...AVUKATLAR OLMADAN DA YARGILAMA PEK ALA YAPILABİLİR!
diyerek mesleğin adeta formaliteden ibaret olduğu izlenimini vermişsiniz. Kutsallığın tanımının mesleğin layıkıyla yerine getirilmesinden geçtiğini yukarıda ifade etmiştim ve buna bağlı olarak çöp temizliği ile geçimini sağlayan insanlarla onur, haysiyet itibariyle hiçbir farkımız olamaz ancak yargının sacayağı olan/olması gereken avukatlığı tabir-i caizse küçümseyip hakimlik mesleğinin kutsal bir meslek olduğunun tartışılabilir olduğunu ifade etmiş olmanız da, -af buyurun ama- sizin mesleğinizi nasıl gördüğünüzle ilgili olsa gerektir diye düşünüyorum.

Kimse hakimin, savcının, avukatın, çöp işçisinin vs.. yaptığı işin saygınlık ve insanlık onuru nazara alındığında aralarında fark olduğunu söyleyemez, söyleyememelidir. Yineliyorum: Onurundan taviz verilmeden yerine getirilen her meslek kutsaldır o mesleğin erbabı için!

Saygılarımla..