Mesajı Okuyun
Old 14-12-2010, 22:17   #35
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr. Fuat Şenoğlu
Hukuk davalarında avukatlık her zaman için önemini korur. Hukuk davaları ve icra işlerinde avukatların hukuk bilgileri ve bu bilgilerini işlemeleri, dilekçe içerikleri ve duruşmalardaki işlemleri çok önemlidir.

Ancak aynı şeyleri ceza davaları için söyleyemeyeceğim. Mevcut durum itibariyle bence ceza davalarında avukatların etkileri çok sınırlıdır. Hatta çoğu zaman ceza davalarında avukatların bulunmasını, biçimsel(usulü) eksikliğin tamamlanması ve belki de hukuk ritüelinin biçimsel kusursuzluğunun görsel olarak da olsa dışavurumunu sağlamak zorunluluğu olarak görüyorum. Ben meslek hayatım boyunca ceza davalarında avukatların, hakimlerin vicdani kanılarına etki ettiklerini görmedim. Bunda sistemin eksikliği yanında, belki de meslektaşlarımızın usulü yeterince bilmemeleri, ceza davalarını çok önemsememeleri, kendileri ceza davalarına dahil olana kadar soruşturma aşamasında yeterince diğer meslektaşların gerekli özeni göstermemeleri, zorunlu müdafilik sisteminin bazı sakıncalarının olumsuzluğu,vatandaşın ilgisiz olması, adli kolluğun olmaması... gibi nedenlerin etkili olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla

Sayın Dr. Fuat Şenoğlu,

Savunmanın, savunma mesleğinin temelinde, sanığın haklarının devlet gücüne karşı savunulması ve devletin, yargılama süresi boyunca, sanığın yasal haklarına saygı göstermesinin sağlanması yatar. Hukuk devletinde savunma bir haktır ve savunmanın kutsal olduğu söylenir. Bugünkü hali ile savunma tarihsel bir gelişimin sonucudur. Bu tarihsel gelişimin en başta gelen özelliği, savunma hakkının devletin veya devlet gücünü ellerinde bulunduranların mutlak güçlerine bir sınırlandırma getirmiş olmasıdır.

THS Üyesi Av. Adil Giray Çelik 'Tarihte Savunma ve Meslek Kuralları' adlı kitabında şunları belirtiyor:
'Savunma mesleğinin diğer temel kavramı özgürlüktür. Meslekte özgürlük temel hak ve özgürlüklerle başlar. Temel hak ve özgürlüklerin oluşmadığı sistemlerde savunma mesleği varlığını sürdüremez. Temel hak ve özgürlüklerin gelişimi, savunma mesleğini de geliştirmiştir.
Temel hak ve özgürlüklerin var olduğu hukuk sisteminde, savunma mesleği, evrensel temel hak ve özgürlükler, hukuk yapısı ve meslek kuralları içinde bağımsızdır, özgürdür. Aslında sistemin savunma mesleğine verdiği bu bağımsızlık, devletin temel hak ve özgüerlükleri korumaya yönelik bir arzusunun ifadesidir.'


Ben Sayın Av. Adil Giray Çelik'in yazdıklarına ve kendi düşüncelerime dayanarak diyorum ki: 'eğer tecrübeli bir hakim, Hukuk davalarında avukatlık her zaman için önemini korur. Hukuk davaları ve icra işlerinde avukatların hukuk bilgileri ve bu bilgilerini işlemeleri, dilekçe içerikleri ve duruşmalardaki işlemleri çok önemlidir.

Ancak aynı şeyleri ceza davaları için söyleyemeyeceğim. Mevcut durum itibariyle bence ceza davalarında avukatların etkileri çok sınırlıdır.,
diye yazabiliyorsa, işin içinde bir terslik var'

Var olduğunu düşündüğüm bu terslik aklıma şu soruları getiriyor:
1. Ceza davalarında avukatların etkileri genel olarak mı sınırlıdır? Kutasl olarak kabul edilen savunma boş bir laftan mı ibarettir?
2. Ceza davalarında avukatların etkilerinin sınrılı olması Türk Ceza Mevzuat'ının bir özelliği midir?
3. Bu sınırlılık, hakimi, savcısı ve avukatı dahil Türk Ceza Yargısı'nın bir özelliği midir?
4. Bu sınrlılık sadece avukatların yetersizliğinden mi kaynaklanmaktadır?
5. Sözünü ettğiniz 'mevcut durum' sadece günümüzün koşulları için mi söz konusu? Durum önceleri daha mı iyi veya daha mı kötü idi? Türk Ceza Mevzuatının veya Yargısının 'mevcut durum'dan kurtulması için neler yapmak gerekir? 'Mevcut durum' Sizin için yeterli midir?

Saygılarımla