Mesajı Okuyun
Old 08-12-2010, 18:07   #17
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

AKSİ YÖNDE ÖNCEKİ TARİHLİ BİR YHGK KARARI,


T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2009/12-504
K. 2009/548
T. 25.11.2009
• REESKONT FAİZİ ( Yasal Faize Dönüştürüldüğünden Mahkemenin Ticari Reeskont Faizi Uygulamak Suretiyle Sonuca Gitmesinin İsabetsiz Olduğu )
• YASAL FAİZ ( Reeskont Faizi Yasal Faize Dönüştürüldüğünden Mahkemenin Ticari Reeskont Faizi Uygulamak Suretiyle Sonuca Gitmesinin İsabetsiz Olduğu )
• İLAMA DAYALI BORÇ ( Reeskont Faizi Yasal Faize Dönüştürüldüğünden Mahkemenin Ticari Reeskont Faizi Uygulamak Suretiyle Sonuca Gitmesinin İsabetsiz Olduğu )
3095/m.1
ÖZET : Alacaklı tarafından ilama dayalı olarak başlatılan takibe karşı borçlu, takipte avans faiz oranlarının talep edildiğini, oysa devletin ilama dayalı borçlarında bütçede belirtilen faiz oranlarının uygulanması gerektiğini, icra emrinin iptalini talep etmiştir. Reeskont faizi, yasal faize dönüştürüldüğünden, mahkemenin ticari reeskont faizi uygulamak suretiyle sonuca gitmesi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara Onüçüncü İcra Hukuk Mahkemesi )'nce şikayetin kısmen kabulüne dair verilen 16.04.2008 gün ve 2007/352 E. 2008/358 K. sayılı kararın incelenmesi şikayetçi/borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi'nin 19.02.2009 gün ve 2008/21221-2009/3163 sayılı ilamı ile;

( ... Alacaklı tarafından ilama dayalı olarak başlatılan takibe karşı borçlu, takipte avans faiz oranlarının talep edildiğini, oysa devletin ilama dayalı borçlarında bütçede belirtilen faiz oranlarının uygulanması gerektiğini, icra emrinin iptalini talep etmiştir.

Takip konusu yapılan ilamda ( faize ilişkin olan dışında ) hüküm olunan 253.077.63 TL asıl alacağa 23.06.2006 tarihi itibarı ile reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği, alacaklının bu alacağa ilişkin olarak 23.06.2006 ile takip tarihi olan 30.03.2007 tarihleri arasında toplam 343.102.97 TL işlemiş temerrüt faizi talep ettiği, takipten sonrası için de ticari işlerde işleyecek temerrüt faizinin talep edildiği, borçlu tarafça bunun şikayet konusu yapıldığı, anlaşılmıştır.

Mahkeme kararında asıl alacak için reeskont faizine hükmedildiğinden ve kararda açıkça bu faizin ticari reeskont ( ticari temerrüt faizi ) olduğu belirtilmediğinden, alacağa 3095 sayılı Kanun'un 1. maddesinde belirtilen reeskont faiz oranlarının uygulanması gerekir. Zira, ilamın infaz edilecek hüküm bölümünün icra mahkemesince yorum yolu ile belirlenmesi mümkün bulunmamaktadır ( HGK'nın 08.10.1997 tarih, 1997/12-517 E-1997/776 K. sayılı kararı ). 3095 sayılı Yasa'nın 1. maddesine göre reeskont faiz uygulaması "T.C. Merkez Bankası'nın kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont üzerinden" yapılmakta idi. Ancak, 5335 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile 3095 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile değiştirildiğinden reeskont faizi yasal faiz olmakla yasanın yürürlülük tarihi olan 01.05.2005 tarihi itibarı ile %12 ve değişen oranlarda uygulama yapılması gerekir. Zira 3095 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde belirttiği kriterlere göre Merkez Bankası'nın reeskont oranlarını belirtme yetkisi 5335 sayılı Yasa ile kaldırılmıştır. Bu durumda diğer Daire görüşlerine ve uygulamaya uygun olarak yeniden oluşturulan içtihatlarımız doğrultusunda somut olayın incelenmesinde; alacağa 23.06.2006 tarihi itibarı ile faize hükmedildiğinden ve bu tarih itibarı ile 3095 sayılı Kanun'un 5335 sayılı Kanun ile değişik 1. maddesi yürürlükte bulunduğundan bu madde hükümlerinin tatbiki ile faiz oranlarının hesaplanması gerekir iken, bilirkişice işin ticari olduğu saptanarak ticari reeskont ( temerrüt ) faizi uygulanmak sureti ile sonuca gidilmesi isabetsizdir ... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Şikayetçi/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 25.11.2009 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.