Mesajı Okuyun
Old 08-12-2010, 13:10   #2
Avukat Tekin

 
Varsayılan

Öncelikle belirteyim ki bildiğiniz üzere bu davayı açarken elinizde aciz vesikası olması şart değildir. Dava sırasında aciz vesikasını sunmanız yeterlidir. O yüzden beklemeden bir an önce davanızı açınız bence. Buna dair Yargıtay kararı çok. Birini aşağıya aldım.

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/3568
K. 2005/490
T. 3.2.2005
�TASARRUFUN İPTALİ TALEBİ ( Aciz Belgesi Alınmasının Önkoşul Olması - Davanın Açılmasından Önce Alınmasının Şart Olmaması )
�ACİZ BELGESİ ALINMASININ ÖNKOŞUL OLMASI ( Tasarrufun İptali Davasında - Davanın Açılmasından Önce Alınmasının Şart Olmaması )
�YARGILAMA SÜRERKEN ALINAN ACİZ BELGESİ ( Tasarrufun İptali Davasında Önkoşulun Yerine Gelmiş Olacağı )
�KAYINBİRADERE YAPILAN TAŞINMAZ SATIŞI ( Alacaklılardan Mal Kaçırma Kastının Bulunduğunun Kabulü Gereği )
�ALACAKLIDAN MAL KAÇIRMAK KASTIYLA YAPILAN TASARRUFUN İPTALİ TALEBİ ( Kayınbiradere Yapılan Satışın Mal Kaçırma Kastıyla Yapıldığının Kabulü Gereği )
2004/m.105,143,280/2
ÖZET : Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması iptal davasının açılması için bir önkoşul ise de, bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra bile alınıp ibraz edilmesi yeterli olur. Bu husus dava ekonomisine uygun olup Daire'mizin yerleşmiş uygulaması da bu yoldadır. Somut olayda davacı alacaklı yargılama sırasında, 16.4.2002 tarihli kesin aciz belgesini alarak dosyaya ibraz etmiş olup, bu durumda dava ön koşulu yerine gelmiş olmakla işin esasına girilerek, tasarrufun iptalinin diğer şartlarının oluşup oluşmadığı mahkemece araştırılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Kaldı ki, davalı 3. kişi borçlunun kayınbiraderi olup İİK. ( değişik )280/2. maddesine göre yapılan tasarrufun mal kaçırma amacına yönelik olduğunu 3. şahsın bildiği farzolunur.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili geldi. Müdahil ve davalılar vekili gelmediler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, niteliği itibariyle İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasıdır. İptal davasının koşullarından biri alacaklının elinde kesin ( İİK. 105/1, 143 )veya geçici ( İİK. 105/II )aciz belgesinin bulunması gereğidir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması iptal davasının açılması için bir önkoşul ise de, bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra bile alınıp ibraz edilmesi yeterli olur. Bu husus dava ekonomisine uygun olup Daire'mizin yerleşmiş uygulaması da bu yoldadır.
Somut olayda davacı alacaklı yargılama sırasında, 16.4.2002 tarihli kesin aciz belgesini alarak dosyaya ibraz etmiş olup, bu durumda dava ön koşulu yerine gelmiş olmakla işin esasına girilerek, tasarrufun iptalinin diğer şartlarının oluşup oluşmadığı mahkemece araştırılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Kaldı ki, davalı 3. kişi borçlunun kayınbiraderi olup İİK. ( değişik )280/2. maddesine göre yapılan tasarrufun mal kaçırma amacına yönelik olduğunu 3. şahsın bildiği farzolunur. Bunun hilafını ise 3. şahıs ancak İİK.nun 279/son maddesine göre ispat edebilir. Öte yandan İİK.nun 278/II. maddesindeki sürenin burada uygulanması mümkün olmayıp, İİK. 280/I. maddesinin ikinci cümlesindeki 5 yıllık süre de olayda geçmemiştir. Tüm bu nedenlerle, dava ön şartı gerçekleştiği ve yasada öngörülen sürelerin de geçmediği gözetilerek işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 400 YTL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 3.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


İkinci olarak Yargıtay borçlunun malvarlığının borcu karşılmaya yetmeyeceği net bir şekilde anlaşılıyorsa bunu yeterli sayıyor. Siizn olayınızda tedbir olduğu için satışlar yapılamadığı halde borçlunun acze düştüğü açıkça ortadaysa aciz hali var sayılmalıdır. Buna dair Yargıtay kararı var ama şimdi bulamadım. Kazancıdan bulunabilir.
Ben aciz vesikası olmadan açtığım bir davada tedbir kararını da aldım ve dava halen derdest. Bu davada talep kısmına da dikkat etmelisiniz. Tapunun iptali ile borçlu adına kaydını değil var olan hali ile satışını talep etmelisiniz. Bu durum uygulamada çokça hataya sebebiyet veriyor. Bununla ilgili bir kararı aşağıya aldım.

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5707
K. 2005/3410
T. 3.6.2005
�TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Sabit Olduğu Takdirde Alacaklı 3. Şahıs Durumundaki Davalı Üzerindeki Kaydın Düzeltilmesine Gerek Olmadan Tasarrufa Konu Malın Haciz ve Satışını İsteyebileceği )
�TASARRUFA KONU MALIN HACİZ VE SATIŞI ( İptal Davası Sabit Olduğu Takdirde Alacaklı 3. Şahıs Durumundaki Davalı Üzerindeki Kaydın Düzeltilmesine Gerek Olmadan İsteyebileceği )
�KAYDIN DÜZELTİLMESİ ( İptal Davası Sabit Olduğu Takdirde Alacaklı 3. Şahıs Durumundaki Davalı Üzerindeki Kaydın Düzeltilmesine Gerek Olmadan Tasarrufa Konu Malın Haciz ve Satışını İsteyebileceği )
�HACİZ VE SATIŞI İSTENECEK OLAN MAL ( Alacağa Yetecek Miktarla Sınırlı Olduğu - Mahkemece Alacak Miktarıyla Sınırlı Olarak Tasarrufun İptaline Karar Verilmesi Gerektiği )
2004/m.277,280,283
ÖZET : İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan iptal davalarında amaç; tasarrufların butlanına hükmetmektir. Aynı Yasanın 283.madde hükmü uyarınca iptal davası sabit olduğu takdirde alacaklı, üçüncü şahıs durumundaki davalı üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan tasarrufa konu malın haciz ve satışını isteyebilir. Kural olarak haciz ve satışı istenecek olan mal alacağa yetecek miktarla sınırlıdır. Böyle olunca mahkemece alacak miktarıyla sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken tapu kayıtlarının iptali ile devirden önceki hale getirilmesine karar verilmesi doğru olmamış, karar bu yönden bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün taraf vekillerince temyiz edilmiş davalılar vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı avukatı gelmedi. Davalılar vekili avukat Ahmet Yavuz geldi. Davalıların temyiz dilekçesinin süresi içinde, davacının temyiz dilekçesinin süresi dışında verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1-Davacı banka temyize cevap dilekçesi ile kararı temyiz etmiş ise de, temyiz dilekçesini vermediğinden ve yasal süre içinde temyiz defterine kayıt ettirmediğinden süre yönünden temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2-Davalıların temyizine gelince;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davada İİK.nun 280/son maddede öngörülen iptal koşullarının da ayrıca gerçekleşmiş bulunmasına göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
b-İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan iptal davalarında amaç; tasarrufların butlanına hükmetmektir. Aynı Yasanın 283.madde hükmü uyarınca iptal davası sabit olduğu takdirde alacaklı, üçüncü şahıs durumundaki davalı üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan tasarrufa konu malın haciz ve satışını isteyebilir. Kural olarak haciz ve satışı istenecek olan mal alacağa yetecek miktarla sınırlıdır. Böyle olunca mahkemece alacak miktarıyla sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken tapu kayıtlarının iptali ile devirden önceki hale getirilmesine karar verilmesi doğru olmamış, karar bu yönden bozmayı gerektirmiş ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK'nun 438/VII maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ).bentte yazılı nedenlerle davacı bankanın temyiz itirazlarının süre yönünden reddine, ( 2/a ).bentte yazılı nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2/b ).bentte yazılı nedenlerle mahkeme kararının hüküm fıkrasının üçüncü satırında yer alan "...ve tapu kaydının devirden önceki hale getirilmesine" kelime dizelerinin karardan çıkarılmasına, yerine "alacaklı bankaya Çanakkale 1.İcra Müdürlüğünün 2002/1553 sayılı icra takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak bu taşınmazlar üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınmasına" kelime dizelerinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 400,00 YTL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, aşağıda yazılı bakiye 10.575,65 YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 03.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.