Mesajı Okuyun
Old 02-12-2010, 16:30   #6
üye32062

 
Varsayılan

Tebliğ edilmemesi ile alakalı bir kaç karar buldum. Neticede tebliğ edilmememesi halinde Sn.Şenel Beyinde belirttiği gibi itirazın iptalini istemeniz gerekiyor, belgelerde İİK 68 de yazılı blgelerden sayılmıyor.

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2000/18195
Karar: 2000/18948
Karar Tarihi: 04.12.2000

ÖZET: Süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri, İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerdendir. Ancak alacaklı banka, hesap özetinin, krediyi kullanan borçluya tebliğinden itibaren, anılan yasa hükmünde öngörülen bir aylık süre geçmeden takibe başladığından, bu maddeden yararlanması mümkün değildir. Diğer borçlu ise, müteselsil kefil sıfatını taşımakta olup, hesap kat İhtarı kendisine tebliğ edilememiştir. Bu durum da alacaklı, beriki borçlu için de ilamsız takipte, itirazın kaldırılması için gerekli belgeye sahip bulunmadığından, alacağın tahsil edilip edilemeyeceği de yargılamayı gerektirdiğinden itirazın reddi gerekir.

(2004 S. K. m. 68/1, 68 b/2) (818 S. K. m. 491)

Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 8.11.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

İİK.nun 68 b/2. maddesi gereğince süresi içinde tebliğ edilen hesap özetinin içeriğine alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir. Süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerdendir. Ancak alacaklı bankanın anılan madde hükmüne göre hesap özetinin tebliğinden itibaren bir aylık süre geçmeden takibe başlaması nedeniyle bu maddeden yararlanması mümkün değildir. Somut olayda borçlu şirket adına çıkarılan hesap kat ihtarı 9.11.1999 tarihinde tebliğ edilmiş, takip ise bir aylık süre dolmadan 10.11.1999 tarihinde başlatılmıştır. Diğer Borçlu Cahit ise, kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatını taşımaktadır. Adı geçene gönderilen hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilemediği gibi Borçlar Kanunun 491. maddesi gereğince borcun muaccel kılınması yönünde kendisine ihtarat da yapılmadığı görülmektedir. Bu durumda alacaklı, her iki borçlu içinde ilamsız takipte itirazın kaldırılması için gerekli belgeye sahip bulunmadığından alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirmektedir. O halde, itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 4.12.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.


YKD Nisan 2003

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/7569
Karar: 2006/8883
Karar Tarihi: 18.09.2006

ÖZET: Vadesi gelmiş, re¬hinle temin edilmemiş bir alacağın bulunduğu gözetilmeksizin borçlu şirkete gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilemediği, bu nedenle ihtar¬namenin İİK’ nun 68/b maddesi anlamında belge vasfında olmadığı ge¬rekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddi hatalıdır.


(2004 S. K. m. 68/b)

Taraflar arasında görülen davada İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkeme¬since verilen 03.03.2006 tarih ve 2006/156 D.İş sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi D. Çakıroğlu tarafından düzenlen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tu¬tanaktan ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görü¬şülüp, düşünüldü:

İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili banka tarafından keşide edi¬len 10.02.2006 tarihli ihtarnameye konu 4.566,88 YTL alacağın öden¬mediğini ileri sürerek bu alacağın temini için, borçlunun menkul ve gayrimenkul mallan ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece evrak üzerinde yapılan incelemeyle, borçlu şirkete gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilemediği, bu nedenle ihtarname'nin İİK’ nun 68/b maddesi anlamında bölge vasfında olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir.

Dava, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.

Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi gereğince borçlu şirkete B. Card Kredisi açılmış, ayrıca Vadesiz Ticari Hesap Taahhütnamesi nedeniyle iki adet çek yaprağı verilmiş, anılan sözleşme gereği kredi kartı hesapları 10.02.2006 tarihinde kat edilerek 4566.88YTL borcun fer'ileri ile birlikte 24 saat içinde ödenmesi, iki adet çek yaprağı bede¬linin bankaya depo edilmesi ve çek karnesinin derhal iade edilmesi için borçlunun sözleşmede belirtilen adresine gönderilen ihtarname muhatap taşınmış olduğundan 20.02.2006 tarihinde bila tebliğ iade edilmiştir. Taraflar arasındaki B. Card. Kredi Kartı, kredi taahhütname¬sinin 14. maddesi ve Hesap Taahhütnamesinin 13, 27. maddelerinde ad¬resin değiştirilmesi halinde yazılı olarak bankaya bildirilmediği takdir¬de sözleşmede belirtilen adrese yapılacak tebligatların geçerli olacağı ve noter veya postaya tevdi edildiği tarihte borçluya tebliğ edilmiş sa¬yılacağı belirtilmiştir. Ayrıca İİK’ nun 4919 sayılı Yasa'nın 18. madde¬siyle değişik 68/b maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinde <sözleşme¬de gösterilen adresin değiştirilmesi, yurtiçinde bir adresin noter aracı¬lığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski ad¬rese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır> denilmektedir. Mahkemece anı¬lan bu hükümler ve İİK’ nun 257. maddesi gereğince vadesi gelmiş, re¬hinle temin edilmemiş bir alacağın bulunduğu gözetilmeksizin borçlu şirkete gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilemediği, bu nedenle ihtar¬namenin İİK’ nun 68/b maddesi anlamında belge vasfında olmadığı ge¬rekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı ihtiyati haciz isteyen banka yararına bozulması gerek¬miştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları