Mesajı Okuyun
Old 30-11-2010, 11:39   #2
kilit27

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan armegedon23
Değerli Meslektaşlarım tarafların noterde yapmış oldukları sözleşme şöyledir;

Şirket hisselerinin devir bedelinden bir kısmı devredenler tarafından alınmamıştır. Devir bedelinden bakiye kalan ……..TL’ye tekabül eden meblağ şirket kaşesi ile şirket yetkilisi tarafından imzalanan ……. Tarihinde ödenecek olan ……TL ve yine …………tarihinde ödenecek …….TL’lik emre muharrer senetler ile ödenecektir. Bu ödemelerden halen şirketin en büyük hissedarları olan …….. ve ………... müştereken ve müteselsilen sorumludur. Şayet bu emre muharrer senetler vadelerinde ödenmediği taktirde bu şirketin malvarlığı ve yayın hakları ile ilgili devredenler adına …… hak sahibi olacak ve hisse devirlerini talep etmesi halinde iptali cihetine gidilecek ve bu durumu devir edenler ve devir alanlar peşinen kabul ettiğimizi bu durumun gelmesi halinde devredenler adına ……. Uğrayacağı zarar ve ziyanın tazminini devir alanlardan ve bundan sonra şirket ortağı olacak bizlerden talep edebilecektir. Bu sözleşmememiz ve şartları hisse devrine müteakip aynen geçerli olup, ödemelerin tamamen yapılıp senetlerin şirket uhdesine geçinceye kadar muteber olacaktır. Ödemeler tamamen yapıldıktan sonra devredenler devralanlardan ve dolayısıyla şirketten hiçbir hak ve iddia talebinde bulunmayacaklardır.

Taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre bu senetlerin teminat senedi olduğu iddia edilebilirmi?

Şahsi kanaatim olmadığı kanaatinde ama siz değerli meslektaşlarımın konu hakkında fikirlerini merak ediyorum.

İcra takibine karşı bu sözleşme metnine dayalı olarak ne tür itirazlar sunulabilir. Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

E:2005/13297
K:2005/17545
T:20.09.2005

6762 s. Yasa m. 688/2
2004 s. Yasa m. 170/a-2

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı Cengiz vekili tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve örnek 163 nolu ödeme emri adı geçene 26.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili yasal süresinde icra mahkemesine başvurarak takip dayanağı senedin taraflar arasındaki Müstahsil Satış Sözleşmesi nedeniyle verildiğini,
teminat senedi olduğunu ve borçlunun sözleşme uyarınca edimlerini yerini getirmemesi nedeniyle senedin bedelsiz kaldığını belirterek takibin iptaline karar verilmesinin talep etmiştir.
Dosyaya sunulan 27.01.2003 tarihli sözleşmenin taraflar arasında düzenlendiği ve alacaklının belge altındaki ımzaya karsı cıkmadıgı gorulmektedir. Alacaklı vekilinin İcra Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde takip dayanağı senedin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında alındığını açıkça beyan ettiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, dayanak belgenin yukarıda açıklanan nedenle T.T.K.'nun 688/2.maddesinde öngörülen mucerret borç ikrarını içermediği tespit edilmiş olup, mahkeme gerekcesinde de kabul edildiği gibi tarafların sozlesme doğrultusunda edimlerini yerine getirip getirmediginın ve dolayısı ile alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle Mahkemece, İ.İ.K.nun 170/a-2.maddesi gereğince itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 20.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.