Mesajı Okuyun
Old 20-11-2010, 11:46   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Alacağın temliki Borçlar Kanunu'nun 162-172. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Alacağın temliki ile alacak hakkı bunu devralan üçüncü kişiye geçer. Böylece devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde "tasarruf etme" yetkisini kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. kişi geçer. Alacakla ilgili her türlü (dava açma, takip yapma... gibi) hukuki işlemler bu 3. kişi tarafından yapılır, aynı şekilde alacakla ilgili her türlü dava, itiraz , şikayet gibi işlemler de üçüncü kişiye karşı yapılır. Temlik işleminde borçlunun rızası aranmayacağı için temlikin usulsüz tebligattan sonra yapılmasının da önemi yoktur.
Bir dava açıldıktan sonra , dava konusu olan mal ve hakkın üçüncü kişiye temlik edilmesi mümkündür. Bu husus HUMK.'un 186. maddesinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, alacaklının,borçlu hakkında icra takibine başladıktan ve ödeme emri tebliğinden sonra takip alacağını üçüncü kişiye temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Öyle ise alacak üzerindeki tasarruf yetkisi takibe başlandıktan sonra dosya alacağını temlik alana geçmiştir.Bu durumda tebliğin usulsüzlüğüne yönelik davanın da sadece temlik alan üçüncü kişiye karşı açılması gerekir. O'nun davaya gelmemesinin önemi yoktur, yargılamaya yokluğunda devam edilerek hüküm kurulacak,davanın ispatlandığı anlaşılır ise dava yine O'nun açısından (O'nun aleyhine) kabul edilecektir.
KOLAY GELSİN