Mesajı Okuyun
Old 14-11-2010, 12:32   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Sorunun özeti: Velayeten temsil edilen küçük, dava devam ederken reşit olursa durumun kendisine ayrıca ihbarı gerekecek midir? Bu ödev kime aittir? Mahkeme re'sen gözetmeli midir?

Merhaba Üstad,

Mahkeme elbette taraf sıfatı, ehliyeti ile ilgili hususları re'sen gözetmek ve taraf teşkilini de usulüne ve esasa uygun sağlamak zorundadır. Tarf ehliyeti kamu düzeni ile ilgilidir.

Konuyla ilgili bir yargıtay kararı ekliyorum. Umarım tereddütü kaldırır.

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/2852 Karar: 2009/14473 Karar Tarihi: 21.12.2009

Dava: Davacı M.D. vd. vekili Avukat M. B. A. tarafından, davalı R.Y. Vasisi F.Y. aleyhine 05.12.2005 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.12.2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vasisi vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince; dava, haksız fiil nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar davalı vasisi tarafından temyiz olunmuştur.

Davacı M.D., davalının haksız eylemi nedeniyle bir gözünü kaybettiğini, tedavi gideri yapmak zorunda kalıp kendisi ve eşi N.D. İle yaşı küçük çocuklarının manevi ızdırap çektiklerini belirtmiştir. Davacılar M.D. Ve N.D. davayı kendi adlarına asaleten çocukları S.D., T.D. ve Y.D.’a velayeten açarak tedavi giderleri ile birlikte ayrı ayrı manevi tazminat alınmasını istemiştir.

Davalı ise, haksız davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Yerel mahkemece, olay sonucu davacılardan M.D.’ın sağ gözünün tam görme kaybına uğradığı gerekçesiyle, davalının kışkırtması da gözetilerek, istemlerin birer bölümünün kabulüne karar verilmiştir.

Dosyadaki nüfus bilgilerine göre davacılardan M.D.’ın kızı diğer davacı S.D., 15.07.1990 doğumludur. Dava açıldığı günde 18 yaşından küçük olmasına rağmen 15.07.2008 gününe göre 18 yaşını doldurarak ergin olmuştur. Ancak, dosya içeriğinden, davaya adı geçen davacının kendisinin veya vekilinin katılmadığı anlaşılmaktadır.

Hakkındaki dava velisi tarafından takip edilen çocuk dava sırasında ergin olursa velisinin yasal temsilci sıfatı sona erer. Bundan sonra davanın ergin olan çocuk tarafından veya vekalet verdiği bir avukat tarafından takip edilmesi gerekir. Aksi halde velinin yaptığı veya veliye karşı yapılan işlemler geçersiz olur. Ehliyet konusu dava şartlarından olup yargıç tarafından kendiliğinden gözetilir. Davacılardan S.D. ergin olduğuna göre davacı anne ve babanın, ergin olan çocuklarını davada temsil etme olanağı kalmamıştır. Dava sırasında ergin olduğu anlaşılan S.D.’a davetiye çıkarılarak onun da duruşmada bulunması sağlanarak davaya bakılması gerekir.

Ehliyet hususu dava şartlarından olup resen aranması gerekir. Mahkemece, dava görüldüğü sırada reşit olduğu anlaşılan S.D.’a davetiye çıkarılarak onun huzurunda davaya bakılması gerekirken, işin esasına geçilerek davanın sonuçlandırılmış olması isabetsiz görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; davalının öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla,