Mesajı Okuyun
Old 09-11-2010, 23:01   #40
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Hukukçunun görevi haksızlıklarla mücadele etmektir.Ben meslek hayatım boyunca şekle sıkı sıkıya bağlı kalınmasının haksız sonuçlarını bertaraf edecek hukuki kaynakları aramak ve onlara dayanmakla geçirdim. Yukarıdaki mesajlarda geçen HGK kararını da benzer bir davayı aldığımda,haklı olan davacının hakkına kavuşması için yapılabilecek bütün hukuki çalışmaları yapmak amacıyla yaptığım araştırmalar sırasında buldum. Benzer bir çok daire kararı da vardı ; İfa edilen sözleşmenin şekle aykırılığını sürmek hakkın kötüye kullanılmasıdır sonucuna varan,evlatlık sözleşmelerinde,kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde aynı sonuca ulaşan bir çok karar.
Davayı hazırlarken bu kararları da ekledim ve mahkeme tedbir talebini kabul etti. Yani okuduğu kararları olumlu değerlendirdi. Yine bir babalık davasında hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına karşı benzer bir çalışma içine girdim. Hepsi 18 yaşını doldurmuş 6 çocuğun babalarının mirasçılarına karşı açtıkları babalık davasında hak düşürücü sürenin geçmiş olmasını bertaraf edecek ayrık bir durumla ilgili tek bir HGK kararı buldum : Babanın hilesi ile süre geçirilmişse bu durum davacı aleyhine sonuç doğurmaz,dava süresinde açılmış sayılır şeklindeydi HGK kararı. Lehe olan tek karar buydu ve bu karara dayanarak açtığım davada babanın hileli davranışları olduğu için hak düşürücü süre engeli karşımıza çıkmadı,mahkeme davayı kabul etti.Ve bu karar Adanada bir ilkti. Buna benzer ceza alanında da örnekler var. Yine bir ilk olmak üzere,
oğulun rıza ve muvafakatı ile babanın oğlunun çeklerini i imzalamış olmasında sahtecilik kastının bulunmadığı,suçun manevi öge itibariyle oluşmayacağı yolundaki savunmaya eklediğim örnek CGK ve daire kararları neticesinde bu konuda açılmış 6 davanın 5 inden beraat kararı çıktı,daha önce benzer davalarda mahkumiyet kararı veriliyormuş,mahkemeler söyledi.(Kambiyo senetlerinin ancak resmi vekaletnameye dayalı olarak başkası adına ,imzalanabileceği düşüncesiyle mahkumiyet kararı veriliyormuş benzer durumlarda.) Ancak davalardan biri aynı mahiyette olduğu halde mahkumiyetle sonuçlandı. Kararlardan ikisi temyizsiz kesinleşti.İkisi onandı. Mahkumiyetle sonuçlanan biri ise halen yargıtayda ve onama yönünde bir sonuç bekliyoruz.Konusu,içeriği, delilleri,yargılaması tıpatıp aynı olan iki davadan birini onayıp aynı tarihte diğerini bozan aynı daire kararları da vardır. Bu ve benzeri davalarda benim yaptığım,alışılagelmiş hukuki düşüncelerin istisnalarını arayıp bulmak ve bunlardan faydalanmak. Bugün eklenen yargıtay kararlarının hiçbirinde HGK nun hakkın kötüye kullanılması yasağı ile ilgili görüşü ileri sürülmemiş ve değerlendirilmemiş. Ayrıca Yargıtayın birbiriyle çelişik kararları da çoktur.
Soru sahibi arkadaş araştırma yaparsa lehine onlarca karara ulaşabilir. Ben bu tür davaların lehe sonuçlandığı çok örneğe rastladım. Yine bugün eklenen HGK kararı,davalının borcunu ödemekten kurtulması sonucunu doğuran yorumların yerine,borcunu ödetmeyi mümkün kılacak bir kabul şeklini benimsemiştir. Böylece iki HGK Kararında da aynı eğilimi görüyoruz : HGK önüne gelen olaylarda haklı davacının alacağına kavuşmasına yönelik kararlar vermiştir. Alacak için açılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasında da sebepsiz zenginleşme değil,vekaletsiz işgörme hükümlerini kendiliğinden uygulamıştır. Oto tamircisi ile dava dışı B arasında bir sözleşme olduğu halde,davayı dava dışı B ye yönlendirmemiştir. Alacaklının hakkına kavuşmasını sağlamıştır. Belki ifa edilmiş sözleşmenin şekle aykırılığını ( yazılı akit olmamasından yararlanarak bu eksiklikten faydalanmaya çalışarak) ileri sürmenin kötüniyet sayılıp korunmayacağına dair iddialar dile getirilmiş ve HGK nun bu konudaki kararına dayanılmış olsaydı mahkeme de,Yargıtay da bu yönde irdeleme ve değerlendirme yapacaktı. Bu tartışmanın yapılmadığı daire kararları bu HGK na aykırıdır. Daireler arası ve dairelerle HGK arası uygulama farklılıkları da vakidir.
Soru sahibinin haklı davasının lehe sonuçlanması için haklı bir mücadele içinde bulunması doğaldır. Destekleyen kararlara da ulaşabilir...

Davaya konu olayları anlatmak taraflara,hukuki nitelemeyi yapmak mahkemeye ait bir yetki olduğuna göre,mahkeme kendiliğinden sebepsiz zenginleşme vasfı da görebilir. Eğer davalı sözleşme yok diyorsa,ortada sebepsiz zenginleşme de vardır,bir çok hukuki tanıma uyan bir davadır,başka hukuki dayanaklara da dayanabilir ; hukuki fiil,hukuki fiil benzeri hukuki muamele... adı ne olursa olsun,haklı bir kişiye hakkını teslim etme sonucu hukukun temel amacıdır.