Mesajı Okuyun
Old 05-11-2010, 13:59   #4
hazav

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi

E:2007/1671
K:2007/1622
T:08.05.2007

KADASTRO TESPİTİ
MALİK HANESİNİN AÇIK BIRAKILMASI
HUSUMET
ISLAH
KADASTRO TESPİTİ
MADDİ HATA

Özet
KADASTRO DAVALARI, LEHİNE TESPİT YA DA KADASTRO KOMİSYONUNCA ADLARINA TESCİLE KARAR VERİLEN GERÇEK VEYA TÜZEL KİŞİLER ARASINDA GÖRÜLÜR.
PARSEL NUMARASININ MADDİ BİR HATA SONUCU YANLIŞ YAZILDIĞI ANLAŞILIYORSA, ISLAH YOLUNA BAŞVURMAKSIZIN DÜZELTİLMESİ HER ZAMAN MÜMKÜNDÜR.

3402 s. Yasa m. 10,11
1086 s. Yasa m. 83

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 101 ada 105 parsel sayılı 19126,44 m2 yüzölçü-mündeki taşınmaz davalı P... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiştir. Davacı Yaşar, miras yoluyla gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak iptali ile taşınmazın ortak miras bırakan Şevki mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davacı, davaya konu yaptığı taşınmazı 101 ada 120 parsel sayılı taşınmaz olarak düzeltmiştir. Mahkemece davanın reddine, dava konusu 101 ada 105 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Yaşar tarafından temyiz edilmiştir.

İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre davacı taraf 18.09.2006

havale günlü dilekçe ile 101 ada 105 parsel sayılı taşınmaz hakkında dava açmıştır. Yargılama sırasında davasını ıslah ederek 101 ada 120 parsel sayılı taşınmazı dava ettiğini belirtmiştir. Mahkemece davanın reddine, 101 ada 105 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiştir. Yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.

Kural olarak kadastro davaları, lehine tespit ya da kadastro komisyonunca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişiler arasında görülür. Bir başka deyişle, kadastro davaları hakları çatışanlar arasında görülür. Öte yandan, ıslahın ne biçimde yapılacağı usulün 83 ve onu izleyen maddeleri hükümlerinde duraksamasız belirtilmiştir.

Az yukarıda saptanan hukuksal olguların ışığı altında somut olaya bakıldığında, mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle 101 ada 120 parsel sayılı taşınmazla ilgili tespit tutanağı ve dayanağı belgeler, davalı ise dava dosyası getirtilerek incelenmeli, 101 ada 120 parsel sayılı taşınmazın tespit malikleri belirlenerek, dava dilekçesi ile karşılaştırılıp davanın açıldığı günde gerçek hasma yöneltilen bir dava bulunup bulunmadığı saptanmalı, 101 ada 120 parsel sayılı taşınmazın davalı P... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği saptandığı takdirde husumette ve ada numarasında yanılgıya düşülmediği, parsel sayısında yanılgı olduğu, bunun maddi bir hata olabileceği, ıslah hükümlerine başvurmaksızın dahi her zaman düzeltilmesinin olanaklı olduğu düşünülerek iddia ve savunma doğrultusunda taraflardan delilleri sorulup saptanmalı, göstereceği deliller toplanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.

Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de 101 ada 105 parsel sayılı taşınmazın davaya konu yapılmadığı dikkate alınarak tutanak ve eki belgeleri, kütükler devredilmiş İse Kadastro Müdürlüğü'ne, aksi halde Tapu Sicil Müdürlüğüme gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, taraflar hakkında koşulları usulün 237. maddesi hükmünde öngörüldüğü gibi kesin hüküm oluşturacak şekilde hüküm kurulması dahi isabetsiz, davacı Yaşar'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, 08.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi

E:2008/3139
K:2008/4801
T:14.04.2008

Elatmanın Önlenmesi
Taraf Sıfatı
Islah

Özet
Bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı kazandırılamayacağı gibi, ıslah yoluyla davanın tarafları da değiştirilemez.

4721 s. Yasa m. 683
1086 s. Yasa m. 83

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları Ömer adına tapuda kayıtlı olan 3 parsel sayılı taşınmaza, 2 parsel sayılı taşınmaza çilek dikerek kullanan davalılar tarafından tecavüz edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve çileklerin kaldırılmasını istemiştir.
Daval ılar, imar uygulaması sonucu tecavüzün oluştuğunu bildirerek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı Zarifin taşınmazı yargılama sırasında dava dışı kişiye satış suretiyle temlik ettiği gerekçesi ile anılan davalı hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına; diğer davalılar hakkında ise, çekişmeli taşınmazı haksız olarak işgal ettikleri belirlenmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı Ali ve Gül tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden davacının miras bırakanı Ömer'e ait 3 parsel sayılı çaplı taşınmaza, davalılardan Mehmet Ali'nin haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın uzman bilirkişice krokisinde (A) ile gösterilen bölüme çilek ekerek elattığı saptanmak suretiyle elatmanın önlenmesi ve kal'e karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine.
Ancak, yargılama sırasında komşu 2 parsel sayılı taşınmazı satın alan ve davaya dahil edilen Gülnazikln temyizine gelince; dava dilekçesinde Gülnazik taraf olarak gösterilmediği gibi dava tarihi itibariyle elatması da söz konusu değildir. Ayrıca, komşu taşınmazı satın alması onu davada taraf durumuna getirmez.
Öte yandan, bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı kazandırılmayacağı gibi, ıslah yoluyla da davanın tarafları değiştirilemez. Bu durumda, hakkında usulüne uygun dava bulunmayan Gülnazik hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Hal böyle olunca, dahili davalı Gülnazik hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.