Mesajı Okuyun
Old 04-11-2010, 11:09   #6
av.esengül çördük

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/10982
Karar: 2010/3682
Karar Tarihi: 23.03.2010

TÜKETİCİNİN HAKEM KURULU KARARINA İTİRAZI DAVASI - DAVACININ AÇTIĞI DAVA İLE DELİL NİTELİĞİNDEKİ HAKEM HEYETİ KARARININ İPTALİNİ İSTEDİĞİ - ASIL DAVA AÇILMADAN HAKEM HEYETİ KARARININ İPTALİNİ İSTEMEKTE HUKUKİ YARAR BULUNMADIĞI - DAVANIN REDDİ GEREĞİ

ÖZET: Davacı açtığı bu dava ile delil niteliğindeki hakem heyeti kararının iptalini istemektedir. Asıl dava açılmadan delil niteliğindeki hakem heyeti kararının iptalini istemekte hukuki yarar bulunmadığı izahtan varestedir. Hukuki yarar dava şartı olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmelidir. Açıklanan bu durumda mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.(4077 S. K. m. 22, 23) (1086 S. K. m. 427, 438)

Dava: Taraflar arasındaki tüketicinin hakem kurulu kararına itirazı davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, ADSL abonesi olan davalının internet hizmetinden yararlanabilmek için aynı zamanda sabit telefon abonesi de olduğunu, ancak davalının ADSL hattının açık kalması kaydıyla telefon hattının kapatılması için Tüketici Hakem Heyetine müracaat ettiğini ve hakem heyetinin de bu talebi kabul ettiğini, oysaki ADSL hizmetinden faydalanmak için sabit hat kullanımının zorunlu olduğunu ileri sürerek Nevşehir Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 11.02.2009 tarihli kararının iptalini istemiştir.

Davalı, hakem heyeti kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, davalının başvurusu üzerine Tüketici Sorunları Hakem Heyetince davalının telefon hattının görüşmelere kapatılarak internet aboneliğine açık bulundurulması gerektiğine karar vermesi üzerine, bu kararın iptali talebiyle açılmış olup, davalının yaptığı başvuru ile yarattığı çekişmenin giderilmesine yöneliktir. Her ne kadar davacının aldığı sabit ücretler miktar itibariyle 4077 sayılı Kanun'un 22. maddesinde ve HUMK'nın 427. maddesinde belirtilen kesinlik sınırı altında kalmakta ise de, yaratılan çekişme ve verilen hüküm bir yıla mahsus olmadığından ve ileriki yıllara da sari olduğu anlaşıldığından kararın kesinlik sınırlarının dışında kaldığı da açık ve belirgindir. Kesin olmayan bir karara ilişkin olarak mahkemece kararın kesin olduğunun yazılması yok hükmünde olup, hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.

4822 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 22/5. maddesi (2007 yılında değeri 792.12 YTL altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine başvuru zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda heyetin verecekleri kararlar tarafları bağlar. Taraflar bu kararlara karşı 15 gün içinde Tüketici Mahkemesine itiraz edebilirler. Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararına karşı yapılan itiraz üzerine Tüketici Mahkemesinin vereceği karar kesindir. Değeri 792.12 YTL ve üstündeki uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin verecekleri kararlar Tüketici Mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilir) hükmünü getirmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında konuşmadığı telefon hattının telefon görüşmelerine kapatılarak sadece internet aboneliğinin açık bulundurulması konularında muaraza çıkmış olup, bu uyuşmazlık gelecek yıllara da sari olduğundan Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunlu değilse de, bu konuda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruyu engelleyen bir hüküm olmadığı gibi, başvuru halinde verilen kararın Tüketici Mahkemelerinde delil olarak kabul edileceği yasa hükmüdür. Somut olayda da Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin verdiği kararın, ancak Tüketici Mahkemelerinde delil olarak kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Davacı açtığı bu dava ile delil niteliğindeki hakem heyeti kararının iptalini istemektedir. Asıl dava açılmadan delil niteliğindeki hakem heyeti kararının iptalini istemekte hukuki yarar bulunmadığı izahtan varestedir. Hukuki yarar dava şartı olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmelidir. Açıklanan bu durumda mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle ve yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Ne var ki, mahkemece de değişik gerekçeyle de olsa davanın reddine karar verildiği ve bu itibarla hükmün sonucunun doğru olduğu anlaşıldığından usulün 438/son maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının gerekçesinin düzeltilmesine ve hükmün gerekçesinin düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 23.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)