Mesajı Okuyun
Old 02-11-2010, 17:40   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Merhabalar sevgili meslektaşım;

İptal davasında davalı:

Madde 282 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 06.03.1965 RG NO: 11946 KANUN NO: 538/117)
İcra ve iflas Kanununun 11 inci babındaki iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bunlardan başka, kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir. İptal davası iyi niyetli üçüncü şahısların haklarını ihlal etmez.


T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/847
Karar: 2008/3723
Karar Tarihi: 03.07.2008

ÖZET: Tasarrufun iptali davaları borçlu ile lehine iptale tabi tasarruf yapılan üçüncü kişiler aleyhine açılır. Buna göre iptal davasında borçlu ve üçüncü kişi davalı tarafta mecburi dava arkadaşı durumundadırlar, lehine tasarruf yapılan kişi iktisap ettiği mal veya hakkı bir başka kişiye devretmiş ise bu durumda davacı isterse devralan aleyhine kötüniyetli dördüncü kişi olarak dava açılabilir veya elinden çıkaran borçlu tarafından lehine tasarrufta bulunulan üçüncü kişinin tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Açıklanan yasal, düzenlemeler göz önünde bulundurularak toplanacak deliller sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.

(2004 S. K. m. 227, 282, 283)

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, davalı şirket aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını bu nedenle borçlu şirketin adına kayıtlı 34 ... 42 plakalı aracını diğer davalı Sertaç'a satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Sertaç davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir.
Mahkemece, aracın davadan önce davalı Sertaç tarafından dava dışı 3. bir şahısa satıldığından davanın dinlenme olanağı kalmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK'nun 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir.

İİK'nun 277 ve müteakip maddelerine göre tasarrufun iptali davaları borçlu ile lehine iptale tabi tasarruf yapılan 3.kişiler aleyhine açılır (m. 282). Buna göre iptal davasında borçlu ve 3. kişi davalı tarafta mecburi dava arkadaşı durumundadırlar, lehine tasarruf yapılan kişi iktisap ettiği mal veya hakkı bir başka kişiye devretmiş ise bu durumda davacı isterse devralan aleyhine kötü niyetli 4. kişi olarak dava açılabilir veya elinden çıkaran borçlu tarafından lehine tasarrufta bulunulan 3. kişinin tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. (IİK m. 283) Açıklanan yasal, düzenlemeler göz önünde bulundurularak toplanacak deliller sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken somut olayın farklı biçimde yorumlanarak yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03.07.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları