Mesajı Okuyun
Old 23-10-2010, 11:51   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat1980
Değerli meslektaşlarımız takip ettiğimiz bir davada hukukçu bilirkişi-avukat,raporunu karşı taraf vekili edası ile yazmış ve hüküm verir gibi kanaat belirtmiş.Dava katkı payı davası ve bilirkişi raporunda katkı payına hükmedilemeyeceğini vs yazmış ve yargıtay kararları eklemiş.Esasen belirttiği hususlar zaten hakimin hukuki bilgisi ile çözebileceği hususlar.şimdi itiraz edeceğim fakat bilirkişi raporları ile ilgili emsal ve çarpıcı nitelikte kararlara ihtiyacım var.
Merhabalar;

"Bilirkişiye havale" meselesi almış başını gidiyor maalesef.

Belirttiğiniz konuda, "mahkemece yargıçlık mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi ile çözebileceği bir konuda bilirkişiye gidilmesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 275. maddesine aykırıdır" şeklinde bir çok karar var ama bir tek aşağıda ekleyeceğim karar işinize yarayacak gibi (Dilerseniz tam metni de ekleyebilirim):

Alıntı:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2003/9-12
Karar: 2003/55
Karar Tarihi: 05.02.2003

...

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275 ve devamı maddelerinde, çözümü hakim tarafından bilinmeyen özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurulacağı, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan hallerde bilirkişi dinlenemeyeceği, hakimin bilirkişi raporu ile bağlı olmadığı belirtilmiştir. Bu bağlamda, bilirkişinin delilleri takdir yetkisinin bulunmadığı, delillerin takdir yetkisinin yalnız hakime ait olduğu, bilirkişinin sadece mahkemece tespit edilmiş olan maddi vakalar hakkında görüş bildirebileceği açıktır.

Somut olayda bilirkişi, tanıkların kesin beyanda bulunmadıklarını, beyanların işvereni bağlayıcı nitelikte olmadığı gerekçesiyle davacının ikramiye alacağı bulunmadığını bildirmiş ve mahkemece bu rapora dayanılarak ikramiye alacağı talebi reddedilmiştir.

Ne var ki, delillerin takdiri mahkemeye ait olup, bilirkişinin kendisine verilen görevi aşarak delilleri değerlendirmesi ve buna göre rapor düzenlemesi yukarıda açıklanan kanun hükümlerine aykırı olduğu gibi, hukuki bir sonuç da doğurmamaktadır. Bu nedenle mahkemenin, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi nedeniyle davalı yararına, usulü. kazanılmış hak oluştuğu yönündeki direnmesi isabetsizdir.