Mesajı Okuyun
Old 22-10-2010, 13:33   #2
Levent Cirit

 
Varsayılan

İİK Md.71 "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir."

Burada İcra Mahkemesi kanaatimce imza incelemesi yapmayacak ancak müvekkilinize, söz konusu imzanın kendisine ait olup olmadığını sormak ile yetinecektir. Verilecek cevaba göre de hükmünü açıklayacaktır. Aşağıdaki karar da aynı yöndedir;

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/18794
Karar: 2010/513
Karar Tarihi: 14.01.2010

ÖZET: Alacaklı vekili, müvekkili ile görüşüp beyanda bulunmak için mehil istemiş, ancak daha sonraki celseye katılmamıştır. Bu durumda alacaklıya meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek belgedeki imza kendisine gösterilerek belge altındaki imzayı kabul edip etmediği sorulmalı, imzayı kabul etmemesi halinde hüküm kurulmalı, imzayı kabul etmesi halinde borçlu isteminin kabulüne karar verilmelidir.

(2004 S. K. m. 71)

Dava: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlu şikayetinde, alacaklının daha önce takipte bulunduğunu, bu borç sebebi ile kendisini ibra ettiğini, daha sonra aynı dosyayı yenileyerek takibe geçtiğini, ibra nedeni ile takibin iptalini talep etmiştir.

Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı icra takibinin kesinleşmesinden sonra borçlunun alacaklının kendisine verdiğini iddia ettiği 28.01.2008 tarihli adi nitelikteki ibra belgesine istinaden İİK’nun 71. maddesi uyarınca itfa nedeni ile takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.

İİK’nun 71. maddesi hükmü aynen “borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir” hükmünü içermektedir.

Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya istinaden 17.01.2007 tarih ve 2007/730 Esas sayılı takibin başlatıldığı, bilahare dosyanın işlemden kalkması nedeni ile alacaklı tarafça 17.11.2008 tarihinde dosyanın yenilenerek 2008/14080 no’ya kayıt edildiği görülmüştür. Borçlunun dava dilekçesi ekinde 28.01.2008 tarihli anlaşma protokolü başlıklı belge ibraz ettiği, bu belgenin 11. bendinde eski takip dosyasına atıf yapılarak ibra edildiği belirtilmiştir. İsteme dayanak yapılan bu belge yukarıda açıklanan kanun maddesinde sayılan nitelikteki belgelerden bulunmamaktadır. Alacaklı vekili, müvekkili ile görüşüp beyanda bulunmak için mehil istemiş, ancak daha sonraki celseye katılmamıştır. Bu durumda alacaklıya meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek söz konusu belgedeki imza kendisine gösterilerek belge altındaki imzayı kabul edip etmediği sorulmalı, imzayı kabul etmemesi halinde söz konusu hüküm kurulmalı, imzayı kabul etmesi halinde borçlu isteminin kabulüne karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 14.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları