Mesajı Okuyun
Old 18-10-2010, 17:09   #2
mehves

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;

Borçludan alınan taahhütler konusunda bu husus bizim de karşımıza çıkıyor. Bildiğiniz gibi, taahhüdü ihlal ile ilgili merci kararları daha önceleri Yargıtay denetiminden geçiyordu. Bu aşamadaki Yargıtay kararlarında yaptığım incelemelerde esas itibariyle taahhüdün geçerlilik şartları arasında hesabın doğru yapılıp yapılmadığı ile ilgilenilmediğini tespit ettim. Bu husus tarafların kabulüne bırakılmış. Dolayısıyla, taahhüt sırasında siz kabulünüz ile borcu yapılandırmış oluyorsunuz. Yargıtay sadece alacak kalemlerinin ve kabul edilen rakamın belirgin olmasını istiyor. Bu konuda kabul ettiğiniz miktar geçerli olur. Hesaplamada faizin eksik hesaplaması taahhüdü geçersiz kılmaz, çünkü taahhüdün geçerlilik şartlarından değildir diye düşünüyorum.

Taahhüt tarihlerinde gecikmelerin olması halinde bu durum bir cezai sorumluluk doğurmaz. Çünkü bu nedenle düzenlenen hüküm zaten "tazyik hapsi" dir. Yani, ödeme gerçekleştiğinde bu ceza zaten kalkmaktadır.

Yalnız, cezai sorumluluk doğurmasa da, ödemelerin geç yapılması hali, borçlunun taraflar arasındaki anlaşmaya uymadığı anlamına gelerek, alacaklının kabulünden caymasına ve dosya borcunu taahhüt dışında tahsil imkanı kazanmasına sebep olabilir mi konusunda ben de çelişkide kaldım.

Bu konuda, eğer imkanınız varsa(dosya borcu tamamlanmamış, ödemeler icra dairesine yapılıyor ve geç ödemeler olduğu icra dosyasında sabit ise ) , icra dairesine bir taleple başvurarak, borçlunun taahhüdünü yerine getirmediğini, bu nedenle taahhüdün geçersiz kaldığını ve dosyadaki işlemlere devam edilmesini ve bu kapsamda, taahhütte kabul ettiğiniz miktarın dışında kalan faizin de tahsilini talep edebilirsiniz. İcra dairesi muhtemelen talebinizi reddedecektir. Daha sonra İcra Hukuk Mahkemesi'ne şikayet yolu ile başvurarak konunun en azından yargıya intikalini ve daha sağlıklı bir çözüme kavuşmasını sağlayabilirsiniz diye düşünüyorum.

Saygılarımla.