Mesajı Okuyun
Old 18-10-2010, 10:43   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SINIRSIZ
merhabalar,
müvekkilimin 86 yılında işe giriş bildirgesi verilmiş ve fakat hiç prim ödenmemiş. işe girişine ilişkin sigorta kayıt örnekleri vs. var elimizde.bu halde 5 yıllık zamanaşımına uğramadan Sigortaya karşı sigorta tespiti davası açılabilceğini ve yargıtayında 1 günlük sigortalılığı kabul ettiğini böylece emeklilik yaşı açısından karlı olabileceğimizi öğrendim. elimizde buna ilişkin yargıtay kararımız var mı acaba ?

YARGITAY
21. Hukuk Dairesi

2006/6717 E.N
2007/5564 K.N.


Davacı, murisinin davalı işveren nezdinde 01.05.1974-01.06.1986 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davalıya ait işyerinde 01.05.1974 ile 01.06.1986 tarihleri arasında hizmet aktine dayalı olarak geçen Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerinin tesbiti istemine ilişkindir. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda 5 yıllık hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği açık- seçiktir. Somut olayda davacı ile ilgili olarak 01.02.1977 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca 01.02.1977 tarihinden sonraki hizmet tespitine yönelik talep bakımından 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ:Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(Kaynak: UYAP Mevzuat programı)