Mesajı Okuyun
Old 30-09-2010, 16:16   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Taşınırlar için m.118/2 nin benzeri düzenleme taşınmazlar için İİK m.133/2: “İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan(1) ve diğer zararlardan(2) ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesuldürler. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairece tahsil olunur. Bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden tahsil olunur.”

(1) İki ihale bedeli arasındaki fark dava ikamesine, ayrı bir icra takibine gerek olmadan İcra Müdürlüğü tarafından tahsil olunacak kalemdir. Burada bir dava söz konusu değildir. Doktrinde (bence haklı olarak savunulan) bu kalemlerin tahsili konusunda alacaklının talebine ihtiyaç olmaması şeklinde ise de Yargıtay aynı görüşte değildir ve alacaklının talebine gerek olduğuna hükmetmektedir. Buradaki tek dava, İcra Müdürlüğünün İİK m.133/2 ye aykırı işlemi ile süresiz şikayet yoluna gidilebilmesidir. Burada Sayın Avukaat ın da belirttiği üzere



fikri hakimdir.
Bu durumda ilk alıcının sorumluluktan kurtulacağına ilişkin değerlendirme ve yorumun İİK m.133/2 nin ruhuna uygun olmadığı kanaatindeyim. Maddedeki tüm alıcılardan kastın taşınmaz kaç defa ihaleye çıkarılmış ve kaç alıcı ihale bedelini yatırmayarak ihalenin feshine sebep olmuşsa işbu alıcıların hepsinin müteselsil sorumluluğu esastır. Aksi ahvalde ilk ihaledeki tek alıcı için “müteselsil sorumluluk”tan bahsedilemeyeceği açıktır.
Burada herhangi bir yargılamaya ve icra takibine gerek kalmaksızın sonuca bağlanan fark bedeli bir haksız fiil sorumluluğu değil, kanundan doğan bir alacaktır. Dolayısıyla işleyecek olan zamanaşımının 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olduğu kanaatindeyim. BK m.128:Müruru zaman alacağın muaccel olduğu zamandan başlar, alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise müruru zaman bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan eder.” Teminatın paraya çevrilerek ihale bedelleri arasındaki farktan mesul tutulabilmek için muacceliyet ise ihalenin yapılarak kesinleşmesi tarihidir. Kaç kez ihaleye çıkarılmış olursa olsun son ihalenin yapılarak ihale bedelinin kesinleşip icra dosyasına yatırılmasına kadar ihale bedelleri arasındaki fark henüz muaccel olmamıştır.

(2) Diğer zararlar (bu kısma "diğer" zararlar denmesi, iki ihale bedeli arasındaki farkın da haksız fiil sorumluluğuna bağlı değerlendirilmesine sebep olamaz kanaatindeyim) için dava ikamesi lazımdır. Buradaki zararlardan mesuliyetin mesnedi BK m.41 de düzenlenen haksız fiil sorumluluğudur. Bu sebeple diğer zararlarla ilgili olarak uygulanacak zamanaşımının BK m.60 a binaen 1 yıllık zamanaşımı olacağını düşünüyorum. Zarara ıttıla ise ihalenin yapılarak kesinleşip ihale bedelinin İcra Müdürlüğüne yatırıldığı tarih olmalıdır.

Bütün bunlara ek olarak 3222 sayılı kanuna(1. fıkraya) ait hükümet gerekçesinde “...ihaleye girip daha sonra ihale bedelini yatırmamak şeklindeki davranış Borçlar Kanununun 41. maddesine uyan bir haksız fiil sayılması gerektiğinden...” denmekte ise de ben, iki ihale bedeli arasındaki farkın haksız fiil hükümlerine göre değerlendirilemeyeceği kanaatindeyim. Sadece “diğer zararlar” kalemi, haksız fiil hükümleri dairesinde değerlendirilebilir.

(diye düşünüyorum )

Saygılar...

Sayın Av. Nevra Öksüz,

Özenli cevabınız için çok teşekkür ederim. Esası itibariyle bu konuda sizinle aynı fikirdeyim.

Belki bir iki küçük noktada itirazım olabilir. O küçük itirazlarımı bu akşam olmayabilir ama yarın bir aksilik olmazsa dile getireceğim.

Tekrar teşekkürler.