Mesajı Okuyun
Old 27-09-2010, 21:58   #37
Av. Hilal Ceren HATİPOĞLU

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan serhatçetin
Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi ;
5237 sayılı TCK
MADDE 2. -
(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2)...
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

Dolandırıcılık suçunun, (Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp...) özellikle de hırsızlık fiilinin (Zilyedinin RIZASI OLMADAN başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak) kanunda sayılan niteliklerini taşımayan bu fiil 5237 sayılı TCK uyarınca suç oluşturmaz. Bulaşık yıkatmak yerine bir sebepsiz zenginleşme davası açması lokantacının lehine olacaktır kanaatindeyim Hem belki dava görülürken borçlunun eli ekmek tutar da BORCUNU ÖDER değil mi
Fiilin "HIRSIZLIK" olduğunu savunan meslektaşlarımın hatırı için "Hırsızlık" diye nitelesem diyorum ama 5237 sayılı TCK'nın 145. maddesi onların suç duyurusunu zaten anlamsızlaştırır diye yapmıyorum
Eğer "yemek yedikten sonra parayı ödememe" durumunu baştan hileli bir davranış sayacak olursak hukuki sözleşmelerden doğan her tür borç ilişkisinde, para alacağına dayanan davaların hepsinde "aynı zamanda dolandıcılık suçu oluştu" demek zorunda kalırız. Çünkü büyük ihtimalle bu tarz durumlarda da her davacı "Ben hukuki ilişkimizin başlangıcında, senin borcunu ödeyeceğini sanmıştım" diyecektir
Otomatlar konusuna gelince; Metroda, sokakta vs. umumun kullanımına sunulan çikolata, su, biskuvi veren otomatlar ya da akbil dolum gişelerinden ücret ödemeksizin alınan hizmet "KARŞILIKSIZ YARARLANMA SUÇU" olarak değerlendirilebilirse de, lokantada yenilip ücreti ödenmeyen yemek örneği bu şekilde değerlendirilemez. Bu açıkça kıyas yasağına aykırı bir değerlendirme olacaktır.


Dolandırıcılık suçunun kapsamına alınması halinde her tamamlanmayan hukuki ilişkide dolandırıcılık suçunun oluşabileceği savınıza kast noktasında katılamıyorum. Zira herhangi bir hukuki ilişki sonunda edimini yerine getirmeyeceğini baştan bilen ve bu kast ile hukuki ilişkiye giren dolandırıcılık suçunu işleyecektir. Ama kendi edimini yerine getirebileceğini düşünerek bir hukuki ilişki içine girdikten sonra başka şekilde edimini yerine getiremezse bu dolandırıcılık tabi ki olmaz. Önemli olan manevi unsur.. Bu nedenle dolandırıcılık olacağı kanaatimi yineliyorum. Saygılarımla..