Mesajı Okuyun
Old 26-09-2010, 21:06   #33
Gemici

 
Varsayılan

Lokantada yemek yedikten sonra hesabı ödemekten kaçınmayı Alman'lar 'Zechprellerei' olarak adlandırıyor. Bu kavram hukuki bir kavram değil, halk dilinde kullanılan bir kavramdır. Zechprellerei 'hesap ödemede dolandırıcılık' olarak Türkçe'ye çevrilebilir.

Zechprellerei, taksiye binip ücret ödememek, kira sözleşmesi yapıp kira bedelini ödememek, mal ısmarlayıp bedelini ödemeden kaçınmak, Alman Hukukunda 'Eingehungsbetrug' olarak adlandırılıyor ve dolandırıcılığın özel bir şekli olarak kabul ediliyor. Sözlüklerde Türkçe anlamını bulamadığım 'Eingehungsbetrug' kavramını 'sözleşme yapmada dolandırıcılık' olarak adlandırabiliriz.

Alman Ceza Kanunu'nda özel olarak düzenlenmeyen ve dolandırıcılığın özel bir şekli olarak kabul edilen ve cezalandırılan sözleşme yapmada dolandırıcılıkta, lokantaya girip oturan müşterinin, taksiye binen kişinin vs. konkludent olarak hareket ettiği (zımni irade beyanında bulunduğu) kabul ediliyor. Alman Hukuku lokantaya gidip oturan kişinin, zımni olarak(davranışı ile) ısmarladığı şeyin bedelini ödemeyi kabul ettiğini ve ödeyecek mali gücü olduğunu davranışı ile belirttiğini, öngörüyor. Ve lokantanın garsonu bu zımni irade beyanına dayanarak yiyecek ve içecekleri getiriyor veya taksi örneğinde olduğu gibi taksi şoförü müşteriyi istediği yere götürüyor. Davranışı ile bedeli ödeyecekmiş gibi davranan, aslında edimini yerine getirmeyi düşünmeyen müşteri bu durumda dolandırıcılık suçu işlemiş oluyor Alman Hukuku'nda.

Uygulamada, ödeme gücü olmadığı halde mal ısmarlayıp bedelini ödemeyenlerin veya yüklü bir kredi aldıktan kısa bir süre sonra iflas için mahkemeye müracaat edenlerin Eingehungsbetrug(sözleşme yapmada dolandırıcılık suçu) işlediklerini ispat etmek zor olmuyor, eğer sözleşmeden kısa bir süre önce, borçlarını ödemekten aciz oldukları için, mal beyanında bulunmuşlarsa.

Saygılarımla