Mesajı Okuyun
Old 22-09-2010, 09:04   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Borçlu kiracı tacirdir. Borç ticari işletme ile ilgilidir. Tacirin borçlarının ticari olması asıldırBu durumda bir taraf için ticari sayılan bir iş diğer taraf tacir olmasa dahi onun için de ticari sayılacağından ; avans faizi (ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi) talep edilebilir.
Diye düşünüyorum.

T.C.
YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/11519

K. 2009/720

T. 2.2.2009

KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ ( Avans Faizi İstenebilmesi İçin Borçlunun Tacir Olması ve Borcun da Ticari İşletmesi İle İlgili Olmasının Yeterli Olduğu - Alacaklının da Tacir Olması Gibi Bir Koşul Olmadığı )

• AVANS FAİZİ ( İstenebilmesi İçin Borçlunun Tacir Olması ve Borcun da Ticari İşletmesi İle İlgili Olmasının Yeterli Olduğu - Alacaklının da Tacir Olması Gibi Bir Koşul Olmadığı )

• ALACAKLININ TACİR OLMASI ( Avans Faizi İstenebilmesi İçin Borçlunun Tacir Olması ve Borcun da Ticari İşletmesi İle İlgili Olmasının Yeterli Olduğu - Alacaklının da Tacir Olması Gibi Bir Koşul Olmadığı )

• KİRA ALACAĞI ( Avans Faizi İle Tahsilini Talep Etmesine Rağmen Yasal Faize Hükmedilmesinin Hatalı Olduğu )

3095/m.2

6762/m.21

ÖZET : Dava, kira alacağının tahsiline yönelik yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, kira alacağına avans faizi uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili olması yeterlidir. Alacaklının da tacir olması gibi bir koşul yoktur. Dosya kapsamından, davalı kiracının anonim şirket olduğu ve dava konusu yeri de ticari amaçla kiraladığı anlaşılmaktadır. Davacı, kira alacağının avans faizi ile tahsilini talep etmesine rağmen yasal faize hükmedilmesi hatalıdır.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan alacak davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık, kira alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalı ve davacı tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesinin 01.09.2005 tarihinde sona ereceğini, davalının anılan tarihte kiralananı boşaltacağını bildirdiğini, Ağustos ayı kirası saklı tutulmak kaydı ile 02.08.2005 tarihli tutanak ile dava konusu kiralananın anahtarlarını teslim aldıklarını, davalının icra takibine rağmen 2005 yılı Ağustos kirasını ödemediğini, itirazın iptali ile % 40'tan aşağı olmamak üzere tazminata, ödeme emrinin tebliğinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu kiralananın anahtarının 02.08.2005 tarihinde davacıya teslim edildiğini, davacının da dava dışı üçüncü kişiye kiraladığını, yeni kiracının tamirata başladığını, müvekkilinin tasarrufunda bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline, 14.593,60.- YTL icra inkar tazminatının tahsiline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 12'yi geçmemek üzere yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
3095 Sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasında, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlunun, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1'inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecbur olduğu açıklandıktan sonra aynı maddenin ikinci fıkrasında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizinin bu oran üzerinden istenebileceği, söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oranın geçerli olacağı açıklanmıştır. Türk Ticaret Kanunu'nun 21. maddesi hükmüne göre de, tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Anılan hükümler birlikte değerlendirildiğinde, avans faizi istenebilmesi için borçlunun, tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili olmasının yeterli olduğunu ayrıca alacaklının da tacir olması gibi bir zorunluluğun bulunmadığını kabul etmek gerekir.
Taraflar arasında 01.09.2000 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kira alacağına avans faizi uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Kira sözleşmesi kiralayan sıfatı ile A ve B Ltd. Şti., Ahmet, Ali ve Mustafa ile kiracı olarak G A.Ş. arasında yapılmış olup eğitim ve okul hizmetleri için kullanılmak üzere kiralanmıştır. TTK'nun 3. maddesi gereğince ticari bir işletmeyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işler ticari işlerdendir. Aynı yasanın 21/2. maddesi gereğince, taraflardan yalnız biri için ticari iş mahiyetinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm olmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır. Bu açıklamalar karşısında davacı taraf ödeme emrinin tebliğinden itibaren alacağa avans faizi yürütülmesini istemiş olup davacı ve davalının tacir olması ve işin de ticari işletmeye ilişkin bulunması nedeniyle asıl alacağa davacının istemi gereği ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren avans faizine hükmetmek gerekirken talebe de aykırı olarak takip tarihinden itibaren % 12'yi geçmemek üzere asıl alacağa yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 2 No'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.02.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.