Arkadaşlar, karşılaştığım ve hukuki nitelendirmesini yapmakta zorlandığım bir olay var. Yardımcı olursanız sevinirim.
OLAY: Muris, vefatından 2 ay önce, acil paraya ihtiyaç duyması sebebiyle taşınmazının 1/2 hissesini yasal mirasçılarından birisine fahiş derecede düşük bir bedelle satıyor. Muris vefat ettiği tarihte 70 yaşında ve felçli. Şimdi murisin diğer mirasçılarının bu tasarrufa karşı başvurabilecekleri 2 yol ve bunlarla bağlantılı 2 soru aklıma geliyor.
1. Yol: Kanımca olayda açık şekilde gabin var. Zira mal ile semen arasında aşırı bir nispetsizlik mevcut ve sözleşme yapılırken satıcı olan murisin hiffetinden, müzayaka halinde olmasından yararlanılmış. Ancak bildiğiniz gibi, gabin ihtimalinde BK m.21'de öngörülen 1 yıllık süre devreye giriyor.
1. Sorum: Olayda (şu an itibariyle) sözleşme yapılalı 1 yıldan fazla süre geçmiş ancak âkit olan muris vefat ettiğinde 1 yıllık sürenin sadece 2 ayı dolmuş. Buna göre mirasçıların "murisin yaptığı akit nedeniyle" gabin iddiasında bulunmasında süreyi ne şekilde hesaplamak gerekir? "Kalan 10 aylık süre, alıcı dışındaki diğer mirasçıların gabinle malul sözleşmeyi öğrendikleri tarihten itibaren işlemeye başlar." şeklindeki bir yorum çok mu zorlama olur? Bu konuda bildiğiniz Yargıtay kararı var mı?
2. Yol: Gabin ihtimalinde süreye takılma tehlikesi olduğundan, doğrudan muris muvazaasından bahisle tasarrufun iptalini talep etmek söz konusu olabilir. Ancak bu durumda da, satıcının (murisin) acil paraya ihtiyaç duyması bu iddiayı zayıflatabilir diye endişe duyuyorum. Bu bağlamda,
2. Sorum: Tasarrufun iptali davası açıp, terditli olarak gabin ve muris muvazaası iddialarına dayanmak aleyhe bir durum oluşturur mu? Daha açık belirtmek gerekirse, dilekçede yer alacak gabin iddiasıyla ilgili açıklamalar, "olayda satım iradesinin var olduğu kabul ediliyor" şeklinde bir düşünceyle muris muvazaası iddiası bakımından aleyhe bir sonuç doğurur mu?
Şimdiden Çok Teşekkür Ederim.