Mesajı Okuyun
Old 18-09-2010, 01:52   #2
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
Herşeyden önce şunu belirtmek gerekir ki, bilindiği üzere zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususu, hakimin re'sen araştıracağı konulardan değildir.
Bu bağlamda, uygulamaya ve Yargıtay içtihatlarına göre, davaya cevap süresi içinde (10 gün içinde) ilk itirazlar yapılırken zamanaşımı defiinde bulunulabilir; ilk itirazlardan sonra yapılacak zamanaşımı defiinde, karşı tarafın derhal itirazı olduğu takdirde, zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile hakim bu yönde karar veremez.
Dava dilekçesinde olay tarihinin yazılmamış olması, kesinlikle zamanaşımı yönünden herhangi bir hak kaybına uğratmaz. Çünkü, dosya kapsamına göre, olay tarihi tespit edilebiliyorsa, hakim zaten bunu esas alacaktır. Eğer dosyada, olayın hangi tarihte olduğu tespit edilememiş ve karşı taraf da süresinde zamanaşımı defiinde bulunmuşsa, bu takdirde zamanaşımının geçmediğini ispat etme yükü davacıya (müvekkilinize) ait olacaktır. Bir başka deyişle; müvekkiliniz olay tarihini ispat etmek durumunda kalacaktır.
Sonuç olarak; olay tarihi dosya kapsamına göre tespit edilebildiği için, bu tarihe göre zamanaşımı süresi dolmamışsa, ya da dolmuş olup da davalılar süresi içinde zamanaşımı defiinde bulunmamışlarsa, davalıların zamanaşımı talebi reddedilir.
Saygılarımla..