Bildiğim kadarıyla, önce Sulh Hakimi, veraset ilamında yazılı tüm mirasçılara tebligat çıkarır. Gelen gelir. Gelenlere tek tek vasiyetnameyi okur. İtirazı olanlara 30 gün içinde "vasiyetnamenin iptali" için dava açabilecekleri ihtarını yapar. Eğer kimse itiraz etmez ya da tebligata rağmen gelmezse (gelmeyenlerin 1 yıl içinde dava açma hakları baki kalmak üzere) vasiyetname kendiliğinde hükümlerini doğurmaz. Bu kez Asliye Hukuk Mahkemesi'ne müracaatla, vasiyetnamenin hükümlerinin yerine getirilmesi istenir. Örneğin, söz konusu olan muayyen mal vasiyeti ise Asliye Hukuk Hakimi, Sulh Hakimliğince açılmış olan vasiyetin gereklerini yerine getirir ve bu meyanda tapu sicil müdürlüğüne talimat verir. Ve bununla taşınmaz, vasiyet alacaklıları adına tescil olur.
Sayın meslektaşım; kural olarak ölüme bağlı tasarruflarda, miras bırakan, tasarruf nisabı içinde hareket edebilir. Yani saklı paylara dokunulmuyor. Saklı payların neler olduğu da yasada yazılı. Ancak benim bildiğim kadarıyla, saklı payların tenkise tabi tutulması için kural, saklı pay sahibi mirasçı/mirasçıların itirazda bulunmaları. Hakim re'sen -saklı paylara tecavüz edildiğini görse bile- saklı payların tenkisini sağlayamıyor. Burada bu konuda ben de bir soru sormuştum. Bir meslektaşımız, saklı payların kamu düzeni ile ilgili olmamasından dolayı re'sen göz önünde tutulamayacağını belirtmişti.
Saygılarımla.