Mesajı Okuyun
Old 02-08-2010, 11:06   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Anadolu Kartalı
Varsayımınız doğru, taşınmazın mülkiyeti M'ye geçmiş. Yalnız küçük bir yanlış anlama var, müteahhit, M hesabına kullandırılan konut kredisinin taksitlerini ödeme karşılığında M'ye sattığı dairede 10 yıl boyunca bizzati kendisi kiracı sıfatıyla kullanacak. Ancak, M, işbu anlaşmadan bir ay sonra adına tahakkuk eden konut kredi taksitlerinin 37'sini - B ödemediği için - kendisi ödüyor, en sonunda da iflas edince ödeyemiyor ve diğer alacaklıları gibi konut kredisini kullandıran banka icrai takibata geçiyor. Bu arada B söz konusu dairede hiç oturmamış. Ben bir alacak davası açmayı düşünüyorum, M'nin ödediği bu 37 taksidi isteyeceğim, zararını BK mad. 96 çerçevesinde isteyeceğim. Bilirkişi incelemesinde B'nin 10 yıllık oturma hakkı alacağının nakdi anlamda ne kadarını M'nin alacağından mahsup eder onu kestiremiyorum.

Sanıyorum bir sorun var. Siz bir yanlış anlama var demişsiniz ama yanlış anlaşılan bölümü belirtmemişsiniz.




Ben olayı şu şekilde anlıyorum, yanlışsa lütfen düzeltin:

Taşınmazın satış bedeli 90.000 TL. Bu bedeli ödeme borcu -kural olarak- alıcı M'ye ait. Alıcı M, satış bedeli olarak sadece 30.000 TL ödemiş. Kalan 60.000 TL ise, ipotek karşılığı bankadan konut kredisi kullanılmak suretiyle B'ye ödenmiş. Bu şekilde alım satım ilişkisinden kaynaklanan M'nin borcu tamamen sona ermiş, sözleşmenin satış ilişkisini tanzim eden ilk bölümü neticelenmiştir. Sözleşme ifa suretiyle neticelendiği için, adi yazılı şekilde olmasının somut olay bakımından bir önemi de kalmıyor.

Ancak sözleşmeye göre, adı geçen taşınmazda B, 10 yıl oturum hakkı elde etmiş ve buna karşılık ise bankadan kullanılan kredi borcu taksitlerini gününde ödemeyi M'ye taahhüt etmiştir. Hal böyle olmasına rağmen, B, ne taksitleri ödemiştir, ne de konutta oturmuştur. Banka kredi borcunun yasal muhatabı M'dir. B'nin sözleşme ile bu taksitleri ödeme taahhüdü bankayı ilgilendirmeyecektir. B'nin M'ye karşı sözleşmesel taahhüdü, karşılıksız değildir, 10 yıl oturma karşılığıdır. Yani kira ilişkisi nedeniyledir.

Bu ikinci durumun bir kira akdi olduğu kanaatindeyim. M, taşınmazın kullanımını yani anahtarını B'ye teslim etmişse, B, oturmamış olsa bile geçen aylar bakımından kira borcu olarak doğrudan sorumlu olur, ileride işleyecek kira bedelleri bakımından ise günü geldikçe -muacceliyet şartı yoksa- sorumlu olur. Kira ilişkisi kurulduğu halde taahhüdünü erine getirmediği için M, faiz ödemek zorunda kalmış yahut başkaca maddi zarara uğramış ise, bu durumda uğradığı zararları da B'den talep edebilir. Borçlu her kusurundan mesuldür. (BK.98)

Taşınmazın anahtarı B'ye hiç verilmemiş ve bu suretle mecurun kullanımı B'ye terk edilmemişse, bu durumda B'den para talep etmenizin mümkün olamayacağı düşüncesindeyim.