Mesajı Okuyun
Old 28-07-2010, 10:37   #4
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ

Tarih : 6/6/2003
Esas No : 2002/4623
Karar No : 2003/1294


765 - TÜRK CEZA KANUNU 463
765 - TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ HÜKÜMLERİ 463

ÖZET : MAĞDURLAR KENDİLERİNE DOĞRU ATEŞ EDEN SANIKLARIN HANGİSİ VEYA HANGİLERİNİN SAÇMASI İLE YARALANDIĞININ KESİN OLARAK ANLAŞILAMAMASI KARŞISINDA SANIKLAR HAKKINDA BU MAĞDURLARA YÖNELİK SİLAHLA BASİT MÜESSİR FİİLDE BULUNMAK SUÇLARINDAN DOLAYI TCK.NUN 463.MADDESİNİN UYGULANMASI GEREKİR. AYRICA MÜDAHİL ALİ HARİCİNDEKİ MÜDAHİLLERİN AYNI VEKİLLE TEMSİL EDİLDİKLERİ GÖZETİLEREK SANIKLAR ALEYHİNE TEK VEKALET ÜCRETİNE VE BUNUN DA MÜDAHİL VEKİLİ LEHİNE HÜKMEDİLMESİ GEREKİR.

DAVA : Ali 'yi müstakil faili belli olmayacak şekilde, Mehmet Ş , Mehmet S , Mehmet K, Abdullah ile Kemal 'i da hedefte hata neticesi silahla ayrı ayrı yaralamaktan ve ruhsatsız av tüfeği kullanmaktan sanıklar Ramazan, Abdurrahman, Muharrem , Yılmaz ile Ramazan , Ahmet 'i silahla yaralamaktan adı geçen sanık Ramazan 'ın yapılan yargılanmaları sonunda:Hükümlülüklerine ilişkin ( A )Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27.06.2002 gün ve 173/112 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar ile müdahiller Ali ve Ahmet taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : Olayda av tüfeği ile ateş eden sanıkların ne tür bir saçma tanesi veya mermi ihtiva eden fişek kullandığının tesbitine medar olacak yeterlikte delil mevcut bulunmadığı gibi, geniş bir arazide muhtelif yerlerden yapılan atışlarda ateş yerleri ve mesafeleri hususunda ittifak ve netlik bulunmadığından, her bir sanığın silahın etki gücünü zayıflatan ve hayati bölgeye isabet ettirme imkanının kısıtlı olduğu uzak mesafeden de ateş etmiş olmasının mümkün bulunduğu ve mağdur Ahmet'i yaralayanın sanık Ramazan olduğunun delillerle anlaşıldığı cihetle soruşturmanın genişletilmesi gerektiğinden mağdurlar Ahmet ve Ali'ye karşı işlenen fiillerin öldürmeye tam teşebbüs olduğundan ve Ahmet'e karşı eylemde TCK.nun 463.maddenin uygulanmayışından bahisle bozma öneren tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, kanuni ve takdiri cezayı azaltıcı sebeblerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar vekilinin tahrikinin derecesine, sübuta, sanıklar Yılmaz ve Ramazan hakkında verilen cezaların ertelenmeyişine vesaireye, müdahil Ali vekilinin; suç vasfına, eksik incelemeye vesaireye, müdahiller vekilinin keza suç vasfına, eksik incelemeye, TCK.nun 51/1 ve 59.maddelerinin yersiz uygulandığına yönelen, müdahil Ali ve Ahmet'in; bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

1 )Mağdurlar Mehmet Ş, Hüseyin, Mahmut , Abdullah ile Kemal in kendilerine doğru ateş eden sanıkların hangisi veya hangilerinin saçması ile yaralandığının kesin olarak anlaşılamaması karşısında sanıklar hakkında bu mağdurlara yönelik silahla basit müessir fiilde bulunmak suçlarından dolayı TCK.nun 463.maddesinin uygulanmasından zuhul olunması,

2 )Sanık Ramazan 'a verilen cezanın tür ve miktarı bakımından yasal engel bulunmadığı halde yasal engel bulunduğundan bahisle cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,

3 )Müdahil Ali vekili ile sanıklar vekilinin hükmü re'sen görülecek sebepler yönünden de temyiz etmeleri sebebiyle vekalet ücretleri de temyiz incelemesine dahil edilerek yapılan incelemede;

Müdahil Ali haricindeki müdahillerin aynı vekille temsil edildikleri gözetilerek sanıklar aleyhine tek vekalet ücretine ve bunun da müdahil vekili lehine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı müdahil asiller lehine vekalet ücreti tayini,

Keza müdahil Ali vekili yerine müdahil asil lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı, sanıklar vekili ile müdahiller Ahmet ve Ali'nin, müdahil Ali vekilinin ve diğer müdahiller vekilinin sair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce hilafına ( BOZULMASINA )06.06.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.