Mesajı Okuyun
Old 14-07-2010, 11:51   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Stj. Av. Oya
Sayın meslektaşlarım,
Alıntı:
Yazan Stj. Av. Oya

Senet borçlusu A, dönüp dolaşıp senet alacaklısı haline geliyor. Ve senedi B'ye ciro ediyor. B burada A'ya gidebilir çünkü en başta senet borçlusu olduğu için, fakat aradaki diğer cirantalara gidebilir mi?

Senet borçlusu dediğiniz kişi senette "ciranta" sıfatıyla mı borçlu iken alacaklı olmuştur?

Senetteki cirantalar, kendinden sonra gelenlere karşı mesuldür. Senetteki ciro silsilesine göre kendisinin daha önce sorumlu olduğu kişilere karşı hiç bir zaman alacaklı olamazlar.

---

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1991/3796

K. 1991/3594

T. 31.5.1991

• CİRO ( Geriye Ciro İle Çeki Devir Alan Cirantanın Kimlere Başvurabileceği )

• ÇEKİ GERİYE CİRO İLE DEVİR ALAN CİRANTANIN BAŞVURABİLECEĞİ KİŞİLER

• TAKİP AÇMA ( Geriye Ciro İle Çeki Devir Alan Cirantanın )

6762/m.596


ÖZET : Geriye ciro ile çeki devir alan ciranta, çeki devretmeden önceki duruma girer ve bu şekilde kimlere başvurma hakkı varsa ancak onlara karşı takip açma olanağına kavuşur. DAVA : Nesrin ile Alaattin, İbrahim, Bayilik vs. arasındaki davadan dolayı, ( Amasya İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi )nce verilen 19.7.1990 gün ve 346-230 sayılı hükmü onayan Dairenin 4.3.1991 gün ve 7131-1518 sayılı ilamı aleyhine davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekil, müvekkilinin de ciranta sıfatı ile imzası bulunan ( 12.500.000 ) liralık çekte ilk ciro imzasının çek lehtarı davalılardan Bayram'a ait olması gerekirken ilk cironun davalılardan Bayram tarafından yapılmamış olması nedeniyle ciro silsilesinin kopuk olduğunu, esasen karşılıksız olarak düzenlenen bu çekten dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını ileri sürmüş, yargılama aşamasında da davalı Bayram'ın ciro silsilesine göre müvekkiline başvurmayacağını açıklayarak borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Bayram vekili iddiayı kabul etmemiş, diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair tesis edilen karar Dairemizce onanması üzerine davacı vekili bu defa karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava konusu çekin incelenmesinde; çekin, keşidecisi davalı İbrahim tarafından diğer davalı Bayram emrine düzenlendiği ve Bayram tarafından davalılardan Alaattine, onun tarafından davacı Nesrin'e ve nihayet onun tarafından da tekrar ilk ciranta Bayram'a ( geriye ciro şeklinde ) ciro edildiği ve çekin karşılıksız çıktığı banka ibraz şerhinden anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı Bayram bu ciro silsilesini kabul etmeyerek ciranta durumunda olan Alaattin ve Nesrin'in çek keşidecisinin kefili sıfatıyla çeki imzaladıklarını ileri sürmüşse de bu imzalar çekin ön yüzünde yer almadığına ve arka yüzündeki imzaların da aval sıfatıyla atıldığına ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamasına göre, yazılı belgeyle kanıtlanamayan bu yöndeki savunmaya itibar edilmesi mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan ciro silsilesinde davacıya karşı müracaat sorumlusu durumunda olan davalı Bayram'ın, çeki geriye ciro yolu ile alması ve başkalarına ciro etmesi mümkün ise de, bu şekilde ciro ile çeki devir aldıktan sonra kendisinin sorumlu olduğu kimselere müracaat borçlusu olarak başvurması mümkün değildir. Zira, geriye ciro ile çeki devralan ciranta, çeki devretmeden önceki duruma girer ve bu şekilde kimlere başvurma hakkı varsa ancak onlara karşı takip etme imkanına kavuşur.
Yukarıdaki açıklamalara göre, çekte arama sıfatı ile imzası bulunan davacı Nesrin'in çek hamili durumunda olan ve fakat daha önceki ciranta imzası ile davacıya karşı müracaat sorumlusu olan kıymetli evrak hukuku sorumluluğu yönünden alacaklılık ve borçluluk sıfatları birleştiğinden davacı Nesrin tarafından açılan davanın davalılardan Bayram yönünden kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi yerinde olmadığı gibi bu şekilde tesis edilen kararın onanmış olması da isabetli görülmediğinden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılardan Bayram'a yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile kararı onayan Dairemizin 4.3.1991 gün ve 1990/7131 esas ve 1991/1518 sayılı kararının kaldırılarak, kararın ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 31.5.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.