Mesajı Okuyun
Old 13-07-2010, 18:23   #6
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Alıntı:
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU

Tarih : 5/6/1991
Esas No : 1991/7-109
Karar No : 1991/137


6570 - GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN 16
743 - TÜRK KANUNU MEDENİSİ 717
743 - TÜRK KANUNU MEDENİSİNİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMIŞ HÜKÜMLERİ 717

ÖZET
İNTİFA HAKKININ TESİS NEDENİ, TARAFLAR ARASINDAKİ İÇ MÜNASEBETİ TEŞKİL ETMEKTE OLUP, İNTİFA HAKKI TESİSİ DEVAM ETTİĞİ SÜRECE CEZA HUKUKU AÇISINDAN İNCELENEMEZ. SÖZLEŞMENİN MUVAZAALI OLDUĞUNA DAİR HUKUK MAHKEMESİNDE DAVA AÇILIP İNTİFA HAKKININ DEVRİ İŞLEMİ İPTAL EDİLMEDİKÇE YAPILAN İŞLEMLER GEÇERLİDİR. İHTİYAÇ NEDENİNE DAYANILARAK AÇILAN DAVA SONUCU, ŞİKAYETÇİNİN BOŞALTTIĞI TAŞINMAZIN SANIK TARAFINDAN KİRAYA VERİLMEDİĞİ, İNTİFA HAKKI TESİS EDİLEN KİŞİ TARAFINDAN KİRAYA VERİLDİĞİ ANLAŞILDIĞINDAN DİRENME HÜKMÜNÜN BOZULMASINA KARAR VERİLMELİDİR.

DAVA : 6570 sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan sanık Gülseren'in 6570 sayılı Yasanın 16; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 1.062.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, ( Ankara İkinci Asliye Ceza Mahkemesi )nce verilen 11.7.1989 gün 67/634 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi, 17.5.1990 gün 8852/6441 sayı ile;

KARAR : "Dava konusu dairenin, sanık tarafından kiraya verilmeyip, borcuna mukabil tapuda lehine intifa hakkı tesis edilen Güner adına Hüseyin tarafından kiraya verildiği ve intifa hakkının da anılan dairenin kiraya verilmesinden önce tesis edilmiş olması karşısında, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,

Yerel Mahkeme, 21.11.1990 gün 843/955 sayı ile;

"Şikayetçi, mecuru ilk sahibinden kiralarken onun kızı olan sanık; sözleşmeyi kefil olarak imzalamış ve daha sonra evi takas yoluyla almıştır. Sanık ile akrabası Necati arasında 26.1.1986 tarihinde borç sözleşmesi yapıldığı, 18.10.1987 günü ev tahliye edildiği halde, bir sene sonra 25.8.1988 tarihinde intifa hakkı devredilmiştir. Amaç borcun ödenmesi olsaydı bu kadar süre beklenmezdi. Yasanın koyduğu yasağı önlemek için intifa hakkı devredilmiştir" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 28.3.1991 tarihli tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Şikayetçinin kira ile oturduğu evi satın alan sanık, ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açmış ve Ankara Beşinci Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 11.3.1987 gün 1272/255 sayılı kararı ile mecurun boşaltılmasına karar verilmiştir. Sanık, ilamı icraya koymuş ve şikayetçi icra takibi üzerine 18.10.1987 günü evi boşaltmıştır.

Sanık, 26.1.1986 tarihli sözleşme gereğince borçlu olduğu Güner'e 25.8.1988 tarihinde taşınmazın intifa hakkını devretmiş ve Güner vekili tarafından taşınmaz 1.9.1988 tarihinde kiraya verilmiştir.

Mahkeme kararı ile boşaltılan taşınmazın bir başkasına kiraya verilmesi nedeniyle, sanığın: 6570 sayılı Yasanın 16. maddesi gereğince cezalandırılmasına ilişkin hüküm Özel Dairece, "dava konusu taşınmazın sanık tarafından değil intifa hakkı sahibi tarafından, kiraya verilmesi nedeniyle suçun oluşmadığından bahisle" bozulmuştur.

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suçun sübutuna ilişkindir.

Tapuya tescil edilen intifa hakkı iptal edilinceye kadar geçerlidir. İntifa hakkı sahibinin taşınmazı kullanma ve kullandırma yetkisi mevcuttur. Taşınmazda kendisi oturabileceği gibi kiraya verebilir, tahliye davası açabilir. Bu yetki intifa hakkı ile birlikte sona erer. İntifa hakkının tesis nedeni, taraflar arasındaki iç münasebeti teşkil etmekte olup, intifa hakkı tesisi devam ettiği sürece Ceza Hukuku açısından incelenemez. Sözleşmenin muvazaalı olduğuna dair Hukuk Mahkemesinde dava açılıp intifa hakkının devri işlemi iptal edilmedikçe yapılan işlemler hukuken geçerlidir. Aksi halde, bir suçtan dolayı yargılama yapan ceza mahkemesinin sanık veya şikayetçinin intifa hakkını muvazaalı olarak devrettiğini kabulü, sözleşmenin taraflarını nazara almadan intifa hakkına müdahale niteliğindedir ve kesin hüküm oluşturur.

Ayrıca, sanığın intifa hakkını devretmesindeki gerçek amacının, borcunu ödemek olmayıp evin kiraya verilmesini sağlama olduğu hususunda da yeterli ve kesin delil elde edilememiştir.

İhtiyaç nedenine dayanılarak açılan dava sonucu, şikayetçinin boşalttığı taşınmazın sanık tarafından kiraya verilmediği, intifa hakkı tesisinden sonra, taşınmazı kullanma hak ve yetkisi doğan, lehine intifa hakkı tesis edilen Güner tarafından kiraya verildiği anlaşıldığından, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Üye; haklı nedenlere dayanan Yerel Mahkeme direnme hükmünün onanması görüşüyle karşı oy kullanmıştır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi ( BOZULMASINA ), 6.5.1991 günü oyçokluğuyla karar verildi.

bu da topu hukuk mahkemelerine atan bir karar