Mesajı Okuyun
Old 12-07-2010, 15:30   #4
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan Bir kaç karar daha...

Benzer nitelikli bir kaç karar daha ekliyorum:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/912
Karar: 2002/4844
Karar Tarihi: 20.06.2002

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. Selçuk Gündüz gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, davalının 2001/2 sayılı dosyadan bir bonoya dayanarak takibe geçtiğini, takip konusu senedin teminat olarak verildiğini, davalının davacıdan alacağı bulunmadığını ileri sürerek davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin tavuk çiftliği yapımı için davacıya 40.000.000.000. TL nakit, çek ve senet olarak ödeme yaptığını, senetteki malen kaydının bundan kaynaklandığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacının senedin teminat olduğunu ileri sürerek ihdas nedenini talil ettiği, davalı nakit ödeme karşılığı senedin verildiğini beyan etmişse de bu beyanla ispat yükünü üzerine almadığı, bu durumda ispat yükünün yer değiştirmeyeceği, davacının teminata ilişkin iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilme hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Sonuç: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu senedin teminat olarak verildiğini ileri süren davacının bu iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamamış olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.06.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alıntı:
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/9768
Karar: 2004/6653
Karar Tarihi: 03.06.2004

Dava: Davacı vekili müvekkilinin davalıya ait işyerinde işçi olarak çalışmak üzere başvurduğunu, davalının da teminat maksadıyla müvekkilinden senet imzalamasını istediğini, müvekkilinin de paraya olan ihtiyacı nedeniyle boş bir bonoyu imzaladığını; davalının uygunsuz teklifleri üzerine müvekkilinin işten ayrıldığını, bunun üzerine davalının imzalı senedi 5.000.000.000 TL olarak doldurup icraya koyduğunu, oysa senedin müvekkilinin müzayaka halinde iken verilmesi nedeniyle bedelsiz olduğunu, teminat maksadıyla verilen senedin ancak zarar kadar bir meblağ için takibe konulabileceğini ve malen kaydı bulunan senet karşılığında mal verildiği hususunun davalı yanca ispatlanması gerektiğini bildirerek, müvekkilinin takip konusu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Yargılama aşamasında davacıya ait taşınmazın satışı üzerine icra dosyasına konu borcun ödenmesi nedeniyle, istirdat davasına dönüşen dava sonucunda mahkemece, dava ve takip konusu bonoda malen kaydının bulunduğu, davalının bono karşılığında mal verdiğini ispatlayamadığı, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği ve davacıya yemin teklifinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Karar: Dava menfi tespit davasıdır.

Davacı taraf dava konusu bono ile borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davalının <malen> düzenlenen bono karşılığında ne gibi bir mal verdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Oysa <bedeli malen ahzolunmuştur> kaydını içerecek şekilde keşide edilmiş bulunan bir kambiyo senedinin, teslim alınan mal karşılığında düzenlendiğini bir karine olarak kabulü gerekir. Bir başka anlatımla davacının keşide edilen bono karşılığında kendisine mal teslim edilmediğini ve dolayısıyla borçlu olmadığını usulen kanıtlaması gerekir. Açıklanan durum göz ardı edilerek ispat yükünün tayininde hataya düşülmesi isabetli görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.06.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alıntı:
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/7233
Karar: 2006/1962
Karar Tarihi: 01.03.2006

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı Kadir arasındaki iş ilişkisine istinaden müvekkilinin davalı Recep'e satacağı arsa karşılığında teminat olarak 6.000.000.000.-TL bedelli, alacaklısı, keşide ve ödeme tarihi belli olmayan senedi düzenleyerek Kadir'e verdiğini, Recep'e ve ondan da ciro yoluyla Kamil'e geçen İcra takibine konu senette malen kaydı olmasına rağmen müvekkiline herhangi bir mal teslim edilmediğini belirterek, senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Recep vekili, imzası borçlu tarafından ikrar edilmiş kambiyo senedine karşı davacı iddialarının yazılı delille kanıtlanması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.

Davalı Kamil vekili, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece takibe konu kambiyo senedinde teminat kaydının bulunmadığı, teminat olarak verildiği hususunun borçlu davacı tarafça yazılı delille ispatlanamadığı, davacı tarafın teklifi üzerine davalı asillerin senedin teminat senedi olmadığına dair usulünce yemin eda etmedikleri gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Davalı Kamil takip ve dava konusu bononun ciro yoluyla hamili olup, bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği iddia ve ispat edilmediğinden (TTK'nun m. 599) davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava konusu bonoda bedelin malen ahzolunduğu belirtildiği halde senet lehdarı davalı Recep yemininde bononun mal karşılığı düzenlenmediğini, davacıya verdiği para borcundan dolayı senedin düzenlendiğini belirterek ihdas nedenini talil etmiştir. Bu durumda ispat külfeti yer değiştirerek senedin ihdas nedenini talil eden davalıya geçmiştir. Davalıya, davacıya borç para verdiğini ispat için delillerini ibraz olanağı tanınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken ispat külfetinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek h8linde iadesin, 01.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alıntı:
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/5061
Karar: 2010/1819
Karar Tarihi: 23.02.2010

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bir kısım medikal araçların alım-satımı konusunda ticari ilişki kurulduğunu, ödeme garantisi olarak davalının talebi üzerine diğer davacı Mehmet G.'nun da kefil sıfatı ile imzaladığı tarihsiz, malen kayıtlı açık bononun güvence senedi olarak davalıya verildiğini, bu senedin 100.886 YTL üzerinden haksız olarak icra takibine konu yapıldığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, bononun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili iddiaların yerinde olmadığını, dava konusu bononun bu ticari ilişki sırasında borçlanılan miktarın karşılığı olarak verildiğini belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmasa da medikal eşya satımına ilişkin ticari ilişkinin bulunduğu, davacı dava konusu bononun boş olarak teminat amacıyla verildiğini iddia etmiş ise de, bonoda malen kaydı bulunduğu için ispat yükünün davacıda olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde dava konusu senedin cari hesap ilişkisi içinde davalının bakiye alacağının tahsili amacıyla verildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafın yemin teklif hakkını kullanmadığı gerekçeleriyle davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine, koşulları oluşmayan %40 tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Sonuç: Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 23.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.