Mesajı Okuyun
Old 05-05-2002, 21:33   #3
Altugkan

 
Mutlu Prof. Emre Kongar - YAŞASIN AF

Sayın Hocamız Prof. Emre Kongar'ın www.kongar.org sitesinde yazdığı "YAŞASIN AF" başlıklı yazısını, meslektaşlarımın ilgisini çekeceğini düşünerek, forum listesine paste ediyorum.

T. Kanbakan
------------------
EMRE KONGAR




YAŞASIN AF



Ben bu siyasal iktidarı çok seviyorum.

Çünkü çok bağıylayıcı; her şeyi affediyor.

Biz koyun gibi bir seçmen kitlesi olduğumuzdan, bizi yöneten "çobanların" da adil, merhametli ve bağışlayıcı olması tabii ki çok iyi bir şey.

Türk-İslam edebiyatı, hükümdarlar için yazılmış nasihatnamelerle doludur.

Bunların hepsinde hükümdarın (yani çobanın) adil, merhametli ve bağışlayıcı olmasının gerekliliği anlatılır.

İşte Cumhuriyetin kuruluşundan 77 yıl sonra, durup duruken, ortada hiç bir yasal, felsefi ve akılcı neden yokken siyasal iktidarın af ilan etmesi bu açıdan beni çok duygulandırdı.

Üstelik sadece hukuk açısından af da değil siyasal iktidarın yaptığı.

Hukuksal affın yanında, gecekondu affı da gündemde.

Adalet Bakanı hukuksal affı hazırlarken, Maliye Bakanı da, kentlerde gayri meşru bir biçimde yağmalanan arsaların, bunları yağmalayanlara taksitle satılması gibi bir başka af girişiminde daha bulunulacağını açıkladı.

Böylece, ırz düşmanları, gaspçı, hırsız, ve uğursuzlar, cezaevlerinden çıkarken, arsa yağmalayanlar da, yağmaladıkları gayrimenkullerin sahipleri olacak.

Tabii bu arada "vatan için kurşun sıkan katiller" de ya ceza indiriminden yararlanacak, ya da doğrudan salıverilecek.

Banka hortumlayanlara da mutlaka bir formül bulunur.

Ben bu iktidarı sevmeyeyim de ne yapayım?

Başka ülkelerde, kendilerine "gelişmiş ve uygar ülke" denilen kalpsiz, merhametsiz toplumlarda böyle uygulamalar hiç görülüyor mu?

Oralarda bizim ülkedeki gibi sıcak ve merhametli partiler hiç iktidara gelebiliyor mu?

Bunların tarihlerine baktığımızda, sadece diktatörlüklerden demokrasilere geçiş gibi "ihtilal" dönemlerinde ve yalnızca "siyasal suçlar ya da fikir suçları" kapsamındaki afların söz konusu olduklarını görüyoruz.

Onlar kalpsiz ve merhametsiz ülkeler oldukları için, suç işleyenleri katiyen affetmezler.

Hatta "genel af" deseniz, "bu da nereden çıktı şimdi" diye aval aval yüzünüze bakarlar.

Oysa biz özellikle, suç işleyenleri ve yağmacıları kollarız ve koruruz.

Çünkü biliriz ki "Düşmez kalkmaz bir Allah" demiştir büyüklerimiz.

Ya bir gün değerli yöneticilerimiz de "düşer ve içeri girerlerse", sonra onları kim kurtaracak?

Ayrıca Bizi yöneten çobanlarımız yine çok iyi bilirler ki, "gülme komşuna gelir başına".

Baksanıza ne kadar saygın iş adamı, bankacı, reklamcı varsa şu arada hepsi içerde.

Bu felaketin politikacıların başına da gelmeyecğini kim garanti edebilir?

Üstelik, artık yöneticilerimiz, ülkeyi yağmalama becerilerine, banka hortumlama yeteneklerine göre seçilmiyorlar mı?

Akıllı, bilinçli ve soylu seçmenlerimiz, seçtikleri yöneticiler için "iş yapsın da isterse çalsın" demiyorlar mı?

"Evet hırsız ama Allahı var, çok iş yaptı" değerlendirmesi pek çok politakcımızın tarihsel açıdan siyasal referansı değil mi?

"Bal tutan parmağını yalar" diyenler atalarımız değiller miydi?

"Devletin malı deniz, onu yemeyen domuz" sözü Patagonya için mi söylenmiş?

Evet sevgili okurlarım, ben bu siyasal iktidarla iftihar ediyorum.

Böyle bir ülkenin vatandaşı olduğum için gurur duyuyorum.

İçimden gelen bir haykırışla bütün yönetcilerimize hitaben bağırmak isitorum:

"Türkiye sizinle gurur duyuyor".