Mesajı Okuyun
Old 03-07-2010, 15:14   #6
detay82

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/7475
Karar: 2006/8593
Karar Tarihi: 17.07.2006
TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI - NAMI MÜSTEAR - ZAMANAŞIMININ DAVACI TARAFIN ALACAĞA ULAŞAMAYACAĞINI ÖĞRENDİĞİ ANDAN BAŞLAYACAĞI - DAVANIN SÜRESİNDE OLDUĞU - İŞİN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİ GEREĞİ
ÖZET: Zamanaşımını başlatacak olay davacı tarafın alacağa ulaşamayacağını öğrendiği anda başlar. Buna göre süresinde açıldığı anlaşılan davada taraf delilleri yöntemince sorulup toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
(4721 S. K. m. 705) (YİBK. 05.02.1947 T. 1945/20 E. 1947/6 K.)
Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.09.2005 tarihinde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.12.2005 tarihli hükmün Yargıtay'ca tetkiki davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Davacı, yurt dışında çalıştığı süre içinde kardeşi olan davalı Nuri'ye paralar göndererek bu paralarla kendisine mülk alınması konusunda anlaştıklarını, ne varki, gönderilen paralarla alındığı belirli olan 57 ve 79 parsellerdeki taşınmazların davalı Nuri Savran adına tapuya tescil edildiklerini bildirerek bu parsellerden davalı adına alınan payların iptali ile adına tescilini, bu isteminin mümkün görülmemesi halinde ise bu hisselerin bedellerinin tazminen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde ayrıca davalının isteme uygun olmayan hareketini 29.10.2004 gününde öğrendiğini de belirtmiştir. Davalı savunmasında, zaman aşımı def'in de bulunduğu gibi işin esastan reddini de savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu taşınmazlardan dava konusu edilen payların resmi temlik tarihi olan 23.12.1991 ve 14.12.1992 tarihlerinden bu yana bir yılı aşkın sürenin geçtiği ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince bir yıl içerisinde açılmayan davaların dinlenemiyeceği hükme gerekçe yapılmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 05.02.1947 tarih 20/6 s. İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bu tür davaların kanıtlanması yazılı delil şartına bağlanmıştır. Yargıtay uygulamalarında yazılı delil başlangıcı sayılabilecek bir belgenin bulunması halinde de takdiri delil olan tanıkta dinlenebileceği kabul edilmektedir. Bir adı da olan bu tür ilişkiler özel borç ilişkilerinin serbestçe belirlenebilme şeklinde oluşan bir türüdür. Burada asıl temel ilişki akti mahiyette kurulmakta olup ilişkiye bağlanan hukuki sonuçlar sebepsiz zenginleşme hükümleri ile ilişkilendirilemezler. Akti ilişkilerde Borçlar Hukukunun ilgili genel hükümleri uygulanır. Somut olayda; zamanaşımını başlatacak olay davacı tarafın alacağa ulaşamayacağını öğrendiği anda başlar. Dava dilekçesinde bu gün 29.10.2004 olarak açıklanmıştır. Şu hale göre süresinde açıldığı anlaşılan davada taraf delilleri yöntemince sorulup toplanarak işin esası hakkında bir karar verilecek yerde yanlar arasındaki hukuki ilişkiye uygun olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istem halinde yatırana iadesine, 17.07.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları