Mesajı Okuyun
Old 25-06-2010, 12:28   #5
Levent Cirit

 
Varsayılan

Yargıtay, alacaklının senedi huzurunda imza ettirmemekle ağır kusurlu olacağı görüşündedir. Kanaatimce bu görüşünde de haklıdır. Söz konusu MSN kayıtlarını hukuk davanızda kullanmanız pek mümkün değildir.

Diğer sorunuz açısından ceza davasında sıkıntıya düşmeyeceğiniz kanaatindeyim çünkü ceza muhakemesinde herşey delil olabilecektir.

Bunun yanında sahtecilik ve dolandırıcılıktan siz şikayetçi olur ve sonuçta keşideci mahkum olursa alacağınız bu mahkumiyet kararını hukuk davasına delil teşkil ederek sonuca varmanız mümkündür.


T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/2776
Karar: 2007/5596
Karar Tarihi: 23.03.2007

ÖZET: İcra takibi lehtar tarafından keşideci hakkında yapıldığı için imzaya itirazın kabul edilmesi halinde senedi huzurunda imza ettirmek durumunda olan alacaklının ağır kusurlu kabul edilmesine yönelik gerekçe yasaya uygundur. Ancak, adı geçenin (ağır kusurlu) olması tazminat verilmesi için yasanın öngördüğü asgari koşuldur. Bu durumda, %20 oranının asılması nedeni ayrıca açıklanmadan alacaklının %40 tazminatla sorumlu tutulması isabetsizdir.



(2004 S. K. m. 170)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Takip dayanağı senedin lehtarı tarafından keşideci borçlu hakkında başlatılan icra takibinde imzanın borçluya ait olmadığının belirlenmesinden sonra, mahkemece borçlunun itirazının kabulü yanında, ayrıca borçlu yararına %40 oranında tazminata hükmedildiği görülmektedir.

İcra takibi lehtar tarafından keşideci hakkında yapıldığı için imzaya itirazın kabul edilmesi halinde senedi huzurunda imza ettirmek durumunda olan alacaklının ağır kusurlu kabul edilmesine yönelik gerekçe yasaya uygundur. Ancak, adı geçenin (ağır kusurlu) olması tazminat verilmesi için yasanın öngördüğü asgari koşuldur. Bu durumda, İİK. nun 170/4. maddesinde yazılı %20 oranının asılması nedeni ayrıca açıklanmadan alacaklının %40 tazminatla sorumlu tutulması isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle tazminata hasren ve alacaklı yararına İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları