Mesajı Okuyun
Old 23-06-2010, 13:09   #7
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. ASKERİ YARGITAY
1.Dairesi
Esas: 2006/461
Karar: 2006/451
Karar Tarihi: 15.03.2006

BAKAYA SUÇU - AİLENİN GEÇİMİNİ SAĞLAMA MAZERETİ - SANIĞIN SAVUNMALARININ SUBJEKTİF OLMASI - HÜKMÜN SANIK ALEYHİNE SONUÇ DOĞURAN BU AYKIRILIKLARIN DÜZELTİLEREK ONANMASI GEREĞİ

ÖZET: Sanığın mazeret olarak ileri sürdüğü, babasının yaşlı ve işsiz olduğuna kardeşlerinin öğrenci olması nedeniyle ailesinin geçimini sağladığına ilişkin savunmalarının, subjektif olması ve askerlik hizmetine tercih edilecek bir mazeret olarak değerlendirilmemesi nedenleriyle savunmalarına itibar edilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

(1632 S. K. m. 47, 63, Ek. m. 8) (765 S. K. m. 59) (647 S. K. m. 4, 5) (6183 S. K. m. 51) (5275 S. K. m. 122) (5237 S. K. m. 7, 45) (5083 S. K. m. 2) (353 S. K. m. 220)

Bakaya suçundan sanık Yd.Sb.Ad.Adayı Harun BAŞA hakkında 5 inci Zh.Tug.Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen 18.05.2005 gün ve 2005/697-219 esas ve karar sayılı mahkumiyete ilişkin hükmün, sanık müdafii tarafından süresinde sebep gösterilerek temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay Başsavcılığının 06.03.2006 gün ve 2006/1432 sayılı tebliğnamesi ekinde hükmün düzeltilerek onanması gerektiği görüşü ile Dairemize gönderilen dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Askeri Mahkemece, sanığın; 30.11.2003-16.09.2004 tarihleri arasında kendiliğinden gelmekle sona eren bakaya suçunu işlediği kabul edilerek eylemine uyan ASCK'nın 63/1-A (üç aydan sonra gelenler cümlesi), TCK’nın 59/2 ve 647 sayılı Kanunun 4 üncü maddeleri gereğince 1.485.00 YTL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına, ağır para cezasının 647 sayılı Kanunun 5 inci maddesi uyarınca aylık 24 eşit taksit halinde tahsiline, taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan miktarın tamamının tahsiline ve 6183 sayılı kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı oranının yarısı oranında gecikme zammı uygulanmasına karar verilmiştir.

Hüküm, sanık müdafii tarafından özetle; hükmün usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkilinin mazeretlerinin araştırılmadığı, ifadeleri arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulduğu, cezanın tecil edilmediği sebepleriyle temyiz edilmiştir. Tebliğnamede hükmün para cezasının tayini yönünden düzeltilerek onanması görüş ve düşüncesi bildirilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Askerliğine 1997/02 inci grup yedek subay aday adayı olarak karar alınan sanığın normal olarak grup numarası itibarıyla Mart 1998 celbinde sevke tabi iken (Dz.5), çeşitli sebeplerle Aralık 2003 celp dönemine kadar sevkinin yapılamadığı, yasal mazeretleri sona erdikten sonra sevke tabi olduğu Aralık 2003 celp döneminde, yükümlülere tebligat niteliğindeki TRT duyurularına göre en geç 30.11.2003 günü mesai bitimine kadar Askerlik Şubesine giderek sevk evrakını alması gerekirken (Dz.3,8), yasal ve geçerli bir özrü olmaksızın gecikerek 16.09.2004 tarihinde şubeye başvurmakla, belirtilen tarihler arasında bakaya suçunu işlediği maddi olay olarak sübuta ermiştir.

Askeri Mahkemenin; elverişli kanıtlar ve yeterli gerekçe ile suçun sübutunu kabulünde, vasıflandırmasında ve alt sınırdan ceza uygulaması yapmasında, usul ve esas itibarıyla herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır. Sanığın mazeret olarak ileri sürdüğü, babasının yaşlı ve işsiz olduğuna kardeşlerinin öğrenci olması nedeniyle ailesinin geçimini sağladığına ilişkin savunmalarının, sübjektif olması ve askerlik hizmetine tercih edilecek bir mazeret olarak değerlendirilmemesi nedenleriyle savunmalarına itibar edilmemesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

Sanığın 08 Nisan 2003 tarihinde Askerlik Şubesine başvurması, keza talimatla alınan sorgusunda belirttiği 31.07.2003 tarih ve 4577 protokol nolu raporunun bulunması, bu tarihlerden çok sonra 30.11.2003 tarihinde işlenmeye başlayan müsnet bakaya suçunun oluşumuna herhangi bir etkide bulunmayacağından sanık müdafiinin noksan soruşturma bulunduğuna dair temyiz sebepleri kabule değer görülmemiştir.

Diğer yandan, müsnet bakaya suçunun ASCK'nın 47’nci ve 5329 sayılı Kanunla ASCK'na eklenen Ek-8’inci maddeleri gereğince tecil edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle; sanık müdafiinin bu yöndeki temyiz sebebinin de reddine karar verilmiştir.

Ancak, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 45 nci maddesinde sadece hapis ve adli para cezasının öngörülmesi, 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkındaki Kanunun 2 nci maddesine 5335 sayılı Kanunun 22 nci maddesi ile eklenen 3 üncü fıkrada, adli para cezasının hesaplanmasında ve ödenmesinde bir Yeni Türk Lirasının (1 YTL) altında kalan tutarların dikkate alınmayacağı kuralına yer verilmesi ve 5237 sayılı TCK'nın 7/2 nci maddesinin emredici hükmü karşısında, kısa süreli hapis cezasının sanığın lehine olarak suç tarihi itibarıyla günlüğü (11.00) YTL.den adli para cezasına çevrilerek sonuç cezanın belirlenmesi gerekmektedir.

Diğer yandan, 647 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin <taksitlerin süresinde ödenmemesi halinde 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı oranının yarısı oranında gecikme zammı uygulanmasına dair> hükmü 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 ve 5237 sayılı Kanunlarda düzenlenmemiş ve 5275 sayılı Kanunun 122 nci maddesiyle yürürlükten kalkmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Mahkemece, tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının 647 sayılı Kanunun 4/1 inci maddesi uyarınca beher günü 11.00 YTL’den adli para cezasına çevrilmesi gerekirken, bu yapılmayarak beher gün 14.85 YTL.’den ağır para cezasına çevrilmesi kanuna aykırı olup, hükmün sanık aleyhine sonuç doğuran bu aykırılıklar nedeniyle bozulması gerekmiş, bu bozma sebebi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasaya aykırı görülen mahkumiyet hükmünün 353 sayılı Kanunun 221/1’inci maddesi uyarınca sanığın temyizine atfen ve re’sen uygulama yönünden BOZULMASINA;

Ancak; bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanunun 220/2-J maddesi uyarınca, bakaya suçuna ilişkin mahkumiyet hükmünün gecikme zammı ile ilgili bölümünün çıkarılmasına,

Para cezasının tayinine ilişkin bölümünün <647 sayılı Kanunun 4/1 inci maddesi uyarınca hapis cezasının beher günü 11.00 (on bir) Yeni Türk Lirası üzerinden hesaplanarak ve 647 sayılı Kanunun 5 inci maddesi uyarınca, aylık 24 eşit taksitte ve taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan miktarın tamamının tahsil edilecek şekilde sonuç olarak 1.100.00 (bin yüz) YTL. adli para cezası ile cezalandırılmasına> şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Tebliğnameye uygun olarak, 15.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları