Mesajı Okuyun
Old 15-11-2006, 11:28   #3
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/5637
K. 1999/7292
T. 24.6.1999
• TENFİZ ( Nafakaya İlişkin İlam - Kişinin Türkiye'deki İkametgahı Mahkemesinde Açılabileceği )
• GÖREVLİ MAHKEME ( Nafakaya İlişkin İlamın Tenfizi - Kişinin Türkiye'deki İkametgahı Mahkemesi )
• NAFAKAYA İLİŞKİN İLAMIN TENFİZİ ( Görevli Mahkeme )
2675/m.35
743/m.19
ÖZET : Dava, yabancı mahkemeden verilen nafakaya ilişkin ilamın tanınması ve tenfizine ilişkindir. Bu davalar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki ikametgahı mahkemesinde açılabilir. Buradaki yetki kamu düzeni ile ilgilidir ve kesindir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Dava, yabancı mahkemeden verilen nafakaya ilişkin ilamın tanınması ve tenfizine ilişkindir. Bu davalar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki ikametgahı mahkemesinde açılabilir. Buradaki yetki kamu düzeni ile ilgilidir ve kesindir. ( 2675 Sayılı Kanun md. 35 ) İkametgah bir kimsenin yerleşmek maksadı ile oturulan yerdedir. ( MK. md. 19 ) Nüfusa kayıtlı olunan yer ikametgaha karinedir. ( Nüfus Kanunu md. 4 ).

Davalı Edirne ili Uzunköprü nüfusuna kayıtlıdır, ikametgahın değiştirildiğini gösteren iddia ve delil yoktur. Bu durumda yetki yönünden dilekçenin reddi gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 24.6.1999

yarx
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/383
K. 1998/3945
T. 28.5.1998
• TENFİZ İSTEMİNE İLİŞKİN DAVA ( Zamanaşımının Hukuki İşlem ve İlişkinin Esasına Uygulanan Hukuka Tabi Olması )
• ZAMANAŞIMI ( Hukuki İşlem ve İlişkinin Esasına Uygulanan Hukuka Tabi Olması )
• YABANCI MAHKEME KARARLARININ TENFİZİ DAVASI ( Zamanaşımının Hukuki İşlem ve İlişkinin Esasına Uygulanan Hukuka Tabi Olması )
• KAMU DÜZENİNE AYKIRILIK TEŞKİL ETMEMESİ ( Yabancı Hukukta Zamanaşımı Süresinin Türk Hukukundan Farklı Düzenlenmiş Olması )
2675/m.7
ÖZET : Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi istemine ilişkin davada zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Alman yasalarından kaynaklandığına göre, buna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Yabancı hukukta zamanaşımı süresinin, Türk Hukukundan farklı düzenlenmiş olması, kamu düzenine aykırılık teşkil etmez.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı ( Ankara Asliye Yedinci Ticaret Mahkemesi )nce verilen 16.10.1997 tarih ve 204-539 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili bankadan kredi kullanan davalının borcunu ödememesi üzerine Almanya - Münih 3. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açtıkları alacak davasının uzlaşma ile sonuçlandığını ve verilen kararın 8.8.1978 tarihinde kesinleştiğini, davalının Almanya'daki adresinde bulunması nedeniyle kararın infaz edilemediğini, daha sonra davalının Türkiye'de yerleştiğinin belirlendiğini ileri sürerek yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili, ilamın kesinleşmesinden itibaren 10 yıldan fazla süre geçmekle istemin zamanaşımına uğradığını kaldıki ilamda adı bulunan kişinin müvekkili olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddiaya, savunmaya, toplanan delillere göre, davacının tenfiz istemi 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun uyarınca incelenerek, usule yönelik bir itiraz tenfiz mahalli olan Türk Hukuk kurallarına göre değerlendirilmesi gerektiğinden, İİK.nun 39/I ve BK.nun 135/2 maddeleri uyarınca alacağa yönelik kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yıldan fazla süre geçtiğinden böylece ilanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava; Alman Hukuk Mahkemesince verilen kararın tenfizine ilişkindir.

2675 sayılı MÖHUK.nun 7. maddesi zamanaşımı konusunu düzenlemiştir. Anılan maddeye göre "zamanaşımı hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabidir". Zamanaşımının kendisi kamu düzenini ilgilendiren bir konu değildir.

Dairemizin 15.9.1989 tarih ve 1989/5912-4324 sayılı kararında da belirtildiği gibi, "yabancı hukukta zamanaşımı süresinin Türk Hukukundan farklı düzenlenmiş olmasının kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyeceği belirtilmiştir ( Bakınız Aysel Çelikel Milletlerarası Özel Hukuk 4. bası sayfa 276 ve Gülören Tekinalp'ın Milletlerarası Özel Hukuk 5. bası sayfa 100 ). Taraflar arasındaki uyuşmazlık Alman yasalarından kaynaklanmakta olup, buna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), 30.000.000.TL. ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.5.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.