Mesajı Okuyun
Old 17-06-2010, 17:00   #1
avenginakbaba

 
Varsayılan dava dışı ibra ve manevi tazminatın bölünmezliği

saygıdeğer meslektaşlarım,
bir iş kazasından dolayı tedaş ( herhangi bir özelleştirilmiş elektirim dağıtım şirketi) ile işçinin işvren şirketi müteselsil olarak kusurlu ( ve sorumlu) durumdadırlar. zira işçi, işverenin işini yaparken tedaş'ın yüksek gerilim hatlarındaki bakımsızlığı ve hatların çok düşük seviyeden geçmesi dolayısı ile akıma kapılarak ölmüştür.

neticede tedaşa yüzde 30, işverene yüzde 50 kusur atfedilmiş.

dava açmadan evel davacının hak sahipleri, iş vren şirketi, rakam belirtmek ve kalemler halinde yazılmak sureti ile maddi ve manevi tazminat yönünden gayri kabulü rucu olmak üzere ibra etmiştir.

daha sonra tarafımızdan, tedaşa maddi ve manevi tazminat konulu dava açılmıştır. sorun maddi tazminatta toplanmamaktadır.

asıl sorun, manevi tazminat talebinin ( dava dışı da olsa) şirketi manevi tazminat yönünden ibra etmesi dolayısı ile, manevi tazminat talebinin tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince, reddedilmiş olmasıdır.

incelediğim yargıtay kararları genelde: manevi tazminatın saklı tutulamayacağı, ıslah edilemeyeceği, müteselsil sorumlulardan birine dava açılması diğerine dair manevi tazminat talep etme hakkına halel getireceği yönünde...

yargıtay'ın görüşü: manevi acının bölünemeyeceğini ve yayılamayacağını öngörmüş bu sebeple bir kere istemekle manevi tazminat hakkının sona ereceğini uygulaması ile sabitlemiş gibi görünmektedir.

oysa, manevi tazminat her ne kadar acı elem'i azaltmak gibi bir görev üstlenmiş ise de aynı zamanda kusurlu olanın ve ya zarara sebep olanın cezalndırılması anlamını da taşımaktadır, kanımca. oysa olayımızda. elektirik hatlarının hangi ekip tarafından geçöirileceği tesbit edilemeyeceğinden dolayı, ceza hukuku bakımından olay kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek, takipsiz bırakılmıştır.
yani kurum ceza hukuku tarafından herhangi bir müyyide ile karşılaşmamaıştır.
bunun haricinde, davacı yan, ölümün akabinde bir takım maddi haklar almış ve aldığı maddi haklar neticesinde maddi hakları vereni ibra ederken, iç barışını ancak ibra ettiği kişiye sağlamıştır.
her ne kadar kanunu bilmemek mazeret sayılmasa da yargıtay kararlarının tümünün kişiler tarafından bilinmesini istemek ve arzu etmek de kanımca insafsızlık oluşturmaktadır.

işin özü, kaybettiğim davayı yargıtay'da lehime (ve yetmez ise insan hakları mahkemesinde lehime çevirecek) karar ve görüş aramaktayım. bu konuda tarafıma yardımcı olursanız sevinirim.

saygı ile.