Mesajı Okuyun
Old 12-06-2010, 12:31   #3
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:1988/6774
K:1989/4238
T:12.09.1989

DAVA: Hükmün temyizen tetkiki davacı vekili taRafından istenmiş ve temyiz dilekcesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış ölmakla dosyadaki kağıtlar okundu, ğereği konuşulup düşünüldü:
(1)KARAR: Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında 07.05.1987 tarihli 11.000.000 liralık genel kredi sözleşmesi yapılıp borçlusu dava dışı M.S. olan dört adet toplam 13.000.000.-TL.`lık bonoları davalının rehin cirosu ile müvekkiline verdiğini, davalının dönem sonunda kredi faizlerini ödemediğini, bonoların da protesto olup ödenmediğini, hesabın kat edilip davalı hakkında icra takibine geçildiğini, 11.022.658.-TL.`dan yapılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 15 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin davacıya 11.010.458.-TL. borçlu olduğunu, ancak davacının 13.000.0000.-TL.`lık teminat bonoları ile ayrı bir icra takibi yaptığını, bu durumda aynı borcu 22.020.916.-TL. olarak iki kez tahsil etmiş olacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece icra memurluğunun 1987/1659 ve 1662 sayılı takip dosyalarına, Tetkik Mercii`nin 1987/262 E., 1988/78 K. sayılı dosyasına, kredi sözleşmesi ve tum dosya içeriğine dayanılarak, davacı bankanın kredi borçlusu olan davalıdan asıl alacak miktarı olan 11.010.458.-TL. için teminat bonolarının keşidecisi hakkında bu bonolarla geçtiği 13.022.000.-TL.`lık icra takibinde M.S.`nun borcun 11.010.458.-TL.`lık kısmını kabul ettiği, bu miktarı aşan kısma iliskin icra takibinin mercice iptal edildiği, takibin 11.010.458.- TL.`den devam etmekte olduğu, hal böyle iken davacının bu defa aynı alacak için 11.022.658.-TL.`den kredi borclusu hakkında ikinci kez icra takibı yaptığı, boylece aynı alacagı mükerrer tahsil etme durumunun doğacağı sonucuna varılıp, dava reddedilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, davacı bankanın kredi ilişkisinin teminatı olarak aldığı bonolarla, bu bonoların keşidecisi hakkında icra takibine giriştiği ve takibin kredi borcu miktarında kesinleşip devam etmekte olduğu, hal böyle iken davacının ayrıca kredi borçlusu olan davalı hakkında aynı borç için işbu davayı açarak mükerrer tahsil sonucunu doğuracak şekilde talepte bulunduğu, bunun da doğru olmadığı açıklanarak dava reddedilmiştir. Ancak, davacı bankanın esasen kredi ilişkisi nedeniyle elinde bulundurduğu teminat bonolarını takip etmesi, bu bonoları rehin cirosu ile kendisine veren kredi borclusuna karşı gorevi olup, takipsiz bırakması halinde kambiyo ilişkisinden dogacak zararlara sebebiyet veren durumuna düşmus olma ihtimali vardır. Bu itıbarla davacının hem teminat bonoları ile keşidecisi hakkında takip yapması ve hem de akti ilişkiye dayanarak kredi borçlusu davalı hakkında alacağın tahsili yoluna gitmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece aynı alacağın mükerrer tahsilini engellemek için, kararın hüküm fıkrasında tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere denilmek suretiyle hüküm tesisi cihetine gidilmesi gerekirdi. Mahkemece yukarda açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 12.09.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
----------------
(1) - 2004 s. İcra-İflas Yasası`nın 68. maddesinin son fıkrasında yer alan
% 15 oranı; 09.11.1988 tarih ve 3494 s. Yasa, m. 2 ile % 40`a yükseltilmiştir.
----------------