Mesajı Okuyun
Old 06-06-2010, 18:51   #4
Mozkul

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım;

Yukarıda yapılan açıklamalarla ilgili bazı kavramların yanlış algılandığı kanısıyla bazı itirazlarımı belirtmek isterim.

Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa göre eser sahibi, eseri meydana getiren kişidir. Örneğin, bir müzik eserinin sahibi, onu meydana getiren, yani bestesini ve güftesini yaratan kişidir.Veya bir kitabın eser sahibi o kitabı yazan kişidir.

FSEK Madde 8 - (Değişik madde: 03/03/2001 - 4630/5. md.)

Bir eserin sahibi onu meydana getirendir.

Bir işlenmenin ve derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyendir.

Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı, eserin birlikte sahibidirler. Canlandırma tekniğiyle yapılmış sinema eserlerinde, animatör de eserin birlikte sahipleri arasındadır.

Kısacası bir kimsenin hayatını veya isimlerini kullanarak bir eser meydana getiren kişi yani o kitabın yazarı ortaya çıkan eserin sahibidir.

Eserinde kullanacağı isimler veya buna benzer diğer materyallere ilişkin bilgilerin kullanılmasına ilişkin yapılacak sözleşmeler mülkiyeti bir başkasına ait olan bilgi veya belgenin kullanılmasından ibaret olup ortaya çıkan eserin ismi kullanılan kişiye eser sahipliği konusunda hak sağlaması mümkün değildir.

Eserin sahibi bizzat onu meydana getirendir.

Somut olaya gelince yazacağı bir kitapta eser sahibinin kullanacağı isimler ve bu isimlerin sahibi kişilerin hayatının bir eser olarak meydana getirilebilmesi için o kişiden izin alınması durumu olacaktır.Gerekirse bu isim sahibinin isminin kullanılması veya bu kişinin hayatının esere konu edilmesi için izin alınması gerekecektir.Buna yönelik bir anlaşma ücreti de içerebilir ancak bu yapılan sözleşme FSEK m.52 anlamında bir telif sözleşmesi niteliğinden çok kişinin şahsına sıkı sıkıya bağlı ismin veya hayatının bir eserde kullanılmasına yönelik bir izin sözleşmesi olacaktır.

Netice itibariyle ortada henüz bir eser bulunmamaktadır.Eseri ortaya çıkaracak kişi eserde kullanacağı materyale ilişkin bu materyal üzerinde hak sahibi olan kişiden izin almaktadır.Bu anlamda bir işlenme eser niteliği de olmayacağı açıktır.

Açıklanan nedenlerle bu kişinin sahip olduğu ismin veya esere konu edilecek yaşamının kitaba konu edilebilmesi için bir izin veya muvafakatname alınmasından ibarettir.

Niteliği itibariyle isim TMK ya göre şahsa sıkı sıkıya bağlı bir haktır.Şahsın hayatının bir esere konu edilebilmesi de şahsın muvafakatine bağlı olduğundan yapılacak sözleşmenin bu muvafakate bağlanmasından ibaret olacaktır.Hangi olayların konu edileceği, hangi olayların nasıl kullanılacağı ve bu kullanımların bir ücrete tabi olup olmayacağı hususlarını içeren bir sözleşme diyebiliriz.

Yapılacak sözleşmenin de bu esaslar çerçevesinde belirlenmesi uygun olacağı kanaatindeyim.Netice itibariyle eserin sahibi eseri meydana getiren kişi olacağından ileri zamanlarda eser sahipliği konusunda ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda eser sahipliği konusundaki karine FSEK.m8 ve 11 uyarınca eseri meydana getiren kişiye ait olacaktır.


Ancak eğer yapılan sözleşmede eser sahibiyle diğer kişi arasında(isim sahibi-hayatı esere konu edilecek kişi) eser üzerindeki mali hakların devrine ilişkin talepler olacaksa işte buna ilişkin yapılacak sözleşme artık bir telif sözleşmesi niteliğini taşıyacaktır.Yani sözleşmede taraflar ortaya çıkan eserin yayma çoğaltma dağıtım umuma iletim vb. mali hakların veya adın belirlenmesi gibi manevi hakların kullanımına ilişkin hakların tümünün veya bir kısmının eserde adı veya hayatı kullanılan kişiye verileceğinden bahsediliyor, eserin karı üzerinden pay alınacağı gibi durumlar içeriyorsa o halde bu yapılan sözleşme FSEK. m.52 anlamında bir telif sözleşmesi olacaktır.

Sayın meslektaşım Av.Engin'in göndermiş olduğu sözleşme örneği ise eser sahibi yazar ile yayıncı arasında yapılan bir sözleşmedir.Mevcut olaya uygun görünmemektedir.Özellikle yazar ile eser sahibinin farklı kişilermiş gibi gösterilmesi de hatalıdır.Bu tip sözleşmeler ancak eğer eser işlenme veya derleme ise asıl eser sahibi ve yazar olarak anılabilir. Çünkü yazar zaten eserin sahibidir.Veya çeviri bir eserde eser sahibi veya yazar farkı ortaya çıkabilir.

Genel itibariyle bu sözleşmenin bir telif sözleşmesi olarak kullanılabilmesi açısından da çok büyük hukuki sıkıntılar mevcuttur.Yeterli açıklama ve ayrıntılar mevcut değildir.Özellikle mali hakların bir kısmının devri vardır ve eser sahibi ile yazar farklı kişiler olarak gösterilmiştir.Sanki sözleşme konusu işleme veya derleme esermiş gibi.Kaldı ki çeviri bir eserden bahsediliyor olsaydı o zaman yine sadece çevirmen bu sözleşmenin tarafı olabilecekti.Netice itibariyle eğer eser telif hakkına sahip bir eserse(dünya klasikleri dışında bir eser mesela) o vakit zaten asıl eser sahibiyle yayıncı arasında bir lisans sözleşmesi olacak ve bu sözleşmeye göre de ayrıca yayıncı çevirmenle bir sözleşme yapacaktı.Genel itibariyle bir eserin yazarı zaten eserin sahibi olduğundan yazar ve eser sahibinin ayrı olarak belirtilmesinin nedenininde sözleşmede gösterilmesi gerekmektedir.

Saygılarımla