Mesajı Okuyun
Old 26-05-2010, 15:10   #6
tmr_dmrc

 
Varsayılan

Bütün meslektaşlarıma öncelikle kolaylıklar diliyorum. TCK 103/6 bence de çok ağır bir hüküm ve adli tıptan alınan rapor malesef olayın önemini ve ağırlığını çok daha artırabiliyor. Benim de buna benzer bir davam var. Mağdur olduğunu beyan eden çocuk farklı tarihlerde 2 defa sanığın cinsel amaçlı kendisini evlerinin bulunduğu bodruma çektiğini, kendisine tecavüze yeltendiğini ancak her nasıl olmuşsa bu iki defa da sanığın elinden kurtulduğunu belirtmiştir. Sanık iki defa kalp ameliyatı geçirmiş ve yaşı da küçük. Olay mağdurenin evinin bulunduğu apartman katında oluyor. Her iki eylemde de ortada olayı gören bir tanık yok ve savcılık hastaneden gelen mağdurenin psikolojisinin bozulduğuna ilişkin raporu dikkate alıp ağır cezada dava açıyor. Sanık soruşturma aşamasının başından beri tutuklu ve kalp hastası bir çocuk. Ve ayrıca mağdure ve babası şikayetlerinden vazgeçmiş. Tüm bu hususların yargılamada dikkate alınması mümkün mü? Mağdure aslında olayın bu şekilde olmadığını, sanıktan kurtulmak için yalan sölediğini belirtse iftira suçundan dolayı işlem yapılır mı? Tekrar adli tıptan rapor istense bunun bir faydası olur mu? Çok düşünülecek yönü var aslında bu hükmün ancak adli tıp raporu elimizi kolumuzu bağlıyor.