Mesajı Okuyun
Old 19-05-2010, 13:52   #7
Av. Emrah GELEŞ

 
Varsayılan

Olayın ayrıntılarını bilemediğim için genel nitelikli bilgiler verebilirim. Fakat tedbirin anlattığınız gibi müvekkil şirketiniz açısından büyük bir zarar doğuracağını iddia ediyorsanız yazacak olduğunuz dilekçede sorumluluğa gidileceğini belirtebilirsiniz; şöyleki
-Geçici bir durum olan ihtiyati haczin ve bu hacize yapılan itirazın kısa sürede ve yasalara uygun şekilde sonuçlandırılması gerekir. Hakimin, işi sürüncemede bırakarak yasanın açık buyruklarına uygun davranmaması ve davacıları sürekli bir haciz tehdidi altında tutacak şekilde hareket etmesi HUMK.nun 573/2. fıkrasına göre; açık ve kesin olan bir kanun hükmüne aykırılık oluşturacaktır. (4. HUKUK DAİRESİ E. 2000/6402 K. 2000/10139 T. 16.11.2000)


Hukuk dairelerinde bir karar bulamamış olsam da ceza dairesi bu konuya biraz değinmiş. İşinize yarayacağını düşünüyorum. Buyrun;

T.C.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
E. 2001/10680
K. 2001/10689
T. 13.9.2001
• HİZMET NEDENİYLE İNANCI KÖTÜYE KULLANMA ( Emlak Komisyoncusunun Sahte Tapu Senedi Düzenlemesi )
• TAPU SENEDİNİN NİTELİĞİ ( Emlak Komisyoncusunun Sahte Düzenlemesi - Hizmet Nedeniyle İnancı Kötüye Kullanma )
765/m.510
ÖZET : Emlak Komisyoncusu sanığın, sözleşme uyarınca katılanın taşınmaz alımı için verdiği parayı kendi çıkarına kullandığı ve ona sahte tapu senetleri yolladığı, katılanın Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurmasıyla durumun açığa çıktığının anlaşılması karşısında eyleminin, bütün halinde TCK.nun 510. maddesinde tanımlanan, hizmet nedeniyle inancı kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.

DAVA : Sahtecilikten sanık Murat hakkında yapılan duruşma sonunda: Beraatine dair ( Antalya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi )nden verilen 3.12.1999 tarihli hükmün temyizen tetkiki o yer C. Savcısı ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından onama isteyen 12.6.2001 tarihli tebliğname ile 28.6.2001 tarihinde daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Emlak komisyoncusu sanığın, sözleşme uyarınca katılanın taşınmaz mal alımı için verdiği parayı kendi çıkarına kullandığı ve ona sahte tapu senetleri yolladığı, katılanın Tapu Sicil Müdürlüğü'ne başvurmasıyla durumun açığa çıktığının anlaşılması, tapu senetlerinin hukuksal sonuç doğurmaya ve bir hakkı kanıtlamaya yarayan belgelerden olmayıp esas kaydın tapu dairesindeki herkese açık kütüklerde bulunması karşısında; sanığın eyleminin bütün halinde TCK.nun 510. maddesinde tanımlanan hizmet nedeniyle inancı kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, C. Savcısı ile katılan Werner vekilinin temyiz itirazları ,bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak ( BOZULMASINA ), 13.9.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Saygılarımla...