Mesajı Okuyun
Old 17-05-2010, 21:59   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan echokosmos
Hakimlere çok aşırı ''taktir hakkı'' verilmesi nedeniyle malesef hak kaybına uğraya-bilme durumunuz var. Yargıtay kararlarınada güvenmeyin,hakim onu,bazen göz önüne dahi almıyor.Bol şanslar.
Sayın echokosmos’un görüşlerine katılmasam da ‘’Bol şanslar’’ dileğine katılıyorum.

Önce anladığımı anlatayım:

Araç sizin mülkiyetinizdeyken Y’e sattınız. Ama araç kağıt üzerinde limited şirkete ait gözüktüğünden kayınpederinizin muvazaalı işlemi ile araç Y’den geri alındı.

Davada üç kişi var:
1- Davacı Y şirketi alacağını istiyor.
2- Davalı olarak siz varsınız: Satışın parasını siz almışsınız.
3- Davalı olarak kayınpederiniz var: Muvazaalı işlemle aracı geri almış.

Davacı Y şirketi size karşı olan davasını şimdiden kazanmış görünüyor: Aracı sattığınızı ve parasını aldığınızı kabul ediyorsunuz.

Bu durumda davayı kazanmanız kayınpederinizle sizin aranızdaki çekişmenin çözümüne bağlı görünüyor:

- Kayınpederin muvazaalı işlem yaptığını kanıtlayamazsanız; davacı da kayınpederinize karşı açtığı davayı kanıtlayamayacağından davayı tek başınıza kaybedeceksiniz.

- Kayınpederin muvazaalı işlem yaptığını kanıtlarsanız davada kayınpederiniz ve Y baş başa kalırlar. Bu konuda kanıtlama yükü size düşüyor. Yeminden başka kanıt kalmamış ki hakim size yemin teklif etme hakkınızı kullandırmakta.


‘’RY Sigorta şirketinden gelen para ile aracın elden satımından gelen parayı kayın pederime elden verdiğimi tanıklarla ispatladım.’’ diyorsunuz ama araç limited şirkete ait gözüktüğünden hakim ‘’ticari ilişkilerde senede karşı senetle ispat zorunluluğu var şirketlerde akrabalık olmaz’’ demekte HUMK 288 ve devamındaki maddeler nedeniyle haklı görünüyor.

Hakimin karşı tarafa senetle ispatlanacak konularda tanık dinlenmesinin mümkün olmadığını hatırlatması ve tanık dinlenmesine muvafakat edip etmediklerini sorması gerekirdi. Bu işlem yapılmadıkça tanık dinlenmez.

Aşağıda sunduğum kararda, Sayın Hocam Prof.Dr.Baki Kuru’dan alıntı yapılarak, konu ayrıntılı biçimde açıklanmış:

Senetle Ispat - Tanik Dinletmeye Taraf Muvafakati
YHGK Esas : 2005/13-440 Karar: 2005/000461
Tarih: 13.07.2005

Taraflar arasindaki "itirazin kaldirilmasi" davasindan dolayi yapilan yargilama sonunda; Nazilli Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanin reddine dair verilen 2.12.2003 gün ve 2003/89 E. 754 K. sayili kararin incelenmesi davaci vekili tarafindan istenilmesi üzerine, Yargitay 13.Hukuk Dairesinin 9.12.2004 gün ve 15715-18025 sayili ilami ile;

(...Davaci, maliki oldugu daireyi satmasi için vekil tayin ettigi davalinin, tapuda 8.000.000.000.-liraya sattigi daire bedelinden 5.000.000.000.-Lirayi verdigini, kalan 3.000.000.000.-Lirayi ödemedigini öne sürerek, 3.520.000.000.-TL'nin tahsili için baslattigi icra takibine vaki davali itirazinin iptaline karar verilmesini istemistir.

Davali, olasi bir sufa davasi ihtimaline karsilik tasinmazin tapuda satis bedelinin yüksek gösterildigini, gerçek satis bedeli olan 5.000.000.000.-Lirayi davaciya ödedigini bildirmistir.

Mahkemece davanin reddine karar verilmis, Dairemizce 6.7.2004 tarihli onama ilami üzerine davaci karar düzeltme talebinde bulunmustur.

Davacinin vekili olarak davalinin, davaciya ait 815 parsel sayili tasinmazdaki payini tapuda dava disi sahsa sattigi ve tapuda akit tablosunda satis bedelinin 8.000.000.000.-Lira olarak gösterildigi hususlari taraflar arasinda çekismesizdir. Davaci tasinmazin satis bedelinden kendisine 5.000.000.000.-Lira ödenip, kalan kismin ödenmediginden bahisle bu davayi açmistir. Davali ise tasinmazin gerçekte 5.000.000.000 Liraya satildigini, diger hissedarlar tarafindan açilabilecek sufa hakki davasini önlemek amaciyla akit tablosunda satis bedelinin 8.000.000.000.-Lira gösterildigini savunmustur. Davaci hissesinin 4.11.2002 tarihli satisinda, tapu dairesinde düzenlenen resmi senette, davaciya ait payin 8.000.000.000.-Liraya satildigi hususu anlasilmaktadir. Bunun aksini, yani davali savunmasinda oldugu gibi, tasinmazin 5.000.000.000.-TL'ye satildigini, gerçek satis bedelin bu kadar oldugunu, satis bedelinin muvazaali olarak yüksek gösterildigini davalinin bir yazili belge ile ispat etmesi gerekir. Davali her ne kadar davaci imzasi olmayan, haricen tasinmazi satin alan kisi ile arasinda düzenledigi, kendisinin de vekil olarak imzaladigi bir belge ibraz etmis ise de, bu belgede, davacinin imzasi olmadigi için davaciyi baglamadigi gibi, davalinin savunmasini kanitladigi da kabul edilemez. Olayda miktar itibariyla ve davacinin açik muvafakati olmadigi için HUMK.nun 288.ve devami maddeleri geregince tanik dinlenemez. Tanik beyanlarina dayanilarak hüküm kurulamaz. Ispat yükü davalida oldugu için mahkemenin davaliya resen yemin teklif etmesi ve bu yeminin davali tarafindan eda edilmesi de hukuki sonuç dogurmaz. Böyle olunca davali savunmasini kanitlayamamis ise de, 5.5.2003 tarihli delil listesinde açikça "sair yasal deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayanmis oldugundan, davaciya yemin teklif edip etmeyecegi, davaliya sorularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazili sekilde hüküm tesisi bozmayi gerektirir. Hükmün bu gerekçe ile bozulmasi gerekirken, zuhulen onandigi bu defaki inceleme sonucu anlasildigindan davacinin karar düzeltme talebinin kabulü ile, Dairemizin onama ilaminin kaldirilmasina, mahkeme hükmünün bozulmasina karar vermek gerekmistir...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapilan yargilama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmistir.

TEMYIZ EDEN : Davaci vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararinin süresinde temyiz edildigi anlasildiktan ve dosyadaki kagitlar okunduktan sonra geregi görüsüldü:

A- DAVACININ ISTEMININ ÖZETI: Davaci vekili, davacinin 86/96 payinin maliki oldugu 815 parsel numarali tasinmazi, diledigi kisiye satmasi için davaliya vekaletname verdigini, davalinin 8.000.000.000 TL. karsiliginda davaliya satis yaptigini, aldigi bedelin 5.000.000.000 TL.ni davaciya ödedigini, kalan 3.000.000.000 TL.ni ödemedigini; davali aleyhine icra takibine geçtiklerini, davalinin borca itirazi üzerine takibin durdugunu ileri sürerek itirazin kaldirilmasina, takibin devamina, %40 icra inkar tazminatinin davalidan alinmasina karar verilmesini talep ve dava etmistir.

B- DAVALININ CEVABININ ÖZETI: Davali cevap dilekçesiyle, tapuda satisin 8.000.000.000 TL. gösterildigini, gerçekte davacinin bilgisi dahilinde 5.000.000.000 TL. üzerinden satis yapildigini, diger paydasin sufa hakkini kullanmasinin engellenmesi düsüncesiyle böyle bir yola gidildigini, davanin reddini savunmustur.

C- YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETI: Yerel mahkemece, davaliya resen yemin teklif olunmus, davali yemin etmis, davalinin aldigi satim bedelini müvekkiline ödedigini ispat ile yükümlü oldugu, taraf vekillerinin 20.5.2003 günlü oturumda tanik dinlenmesine muvafakat etmis olduklari ve taraf taniklarinin dinlendikleri, davanin ispat edilemedigi gerekçesiyle reddine karar verilmistir.

D- TEMYIZ EVRESI, BOZMA VE DIRENME: Hüküm Özel Dairece önce onanmis, davacinin karar düzeltme istegi üzerine, satis bedelinin muvazaali olarak yüksek gösterildigi davalinin savunmasini yazili belge ile ispat etmesi gerektigi, davali ile satin alinan kisi arasinda düzenlenen belgenin davaciyi baglamayacagi, miktar itibariyla ve davacinin açik muvafakati olmadigi için HUMK.nun 288 ve devami maddeleri geregince tanik dinlenemeyecegi, tanik beyanlarina dayanilarak hüküm kurulamayacagi; ispat yükü davalida oldugu için mahkemenin davaliya resen yemin teklif etmesi ve bu yeminin davali tarafindan eda edilmesinin de hukuki sonuç dogurmayacagi; böyle olunca davali savunmasini kanitlayamamis ise de 5.5.2003 tarihli delil listesinde açikça "sair yasal deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayanmis oldugundan davaciya yemin teklif edip etmeyecegi davaliya sorularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektigi gerekçesiyle hüküm bozulmustur.

Mahkemece, davada miktar itibariyla ve resmi isleme karsi davali vekilinin savunmasini kesin delille ispatlamasi gerekliyse de HUMK.nun 289. maddesi geregince karsi tarafin muvafakatiyla tanikla ispatin mümkün oldugu, taraf vekillerinin 20.5.2003 tarihli durusmada bizzat imzali beyanlariyla tanik dinletilmesine muvafakat ederek delil sözlesmesi yaptiklari, buna göre taniklarin dinlendikleri, davalinin savunmasini ispat ettigi gerekçesiyle davanin reddi yönünde direnme karari verilmistir.

E- GEREKÇE: Taraflar delil sözlesmesini mahkeme önünde (sözlü olarak) yapabilirler. Bu sekil, daha çok bir tarafin tanik dinletmek istemesine karsi tarafin (açik olarak) muvafakat etmesi yolu ile olabilir.

Senetle ispati gereken hususlarda (m.288, m.290) bu husus (m.288 veya m.290 hükmü) hatirlatilarak, karsi tarafin açik muvafakati halinde tanik dinlenebilir (m.289). Bu halde, aslinda senetle ispati gereken bir hususun tanikla ispat edilebilecegi hakkinda, mahkeme önünde (sözlü olarak) bir delil sözlesmesi yapilmis olur.

Bir taraf aslinda senetle ispat edilmesi gereken bir hukuki islemi tanik ile ispat etmek isterse, hakim kanuna (m.288 veya m.290 hükmüne) göre bu hukuki islemin senet (kesin delil) ile ispat edilmesi gerektigini (tanikla ispat edilemeyecegini), ancak muvafakat ederse tanik dinlenebilecegini karsi tarafa hatirlatir ve karsi taraftan tanik dinlenmesine muvafakat edip etmedigini sorar (m.289).

HUMK. m. 289'da açikça yazili oldugu gibi, hakim, tanikla ispat edilmek istenen hukuki islemin kanuna (m.288 veya m.290 hükmüne) göre senetle ispat edilmesi gerektigini, ancak muvafakat ederse tanik dinlenebilecegini karsi tarafa hatirlatmak zorundadir. Aksi halde, diger iki sart (karsi tarafin muvafakati ve bunun tutanaga geçirilerek karsi tarafa okunup imza ettirilmesi) tamam olsa bile, taraflar arasinda tanik dinlenmesine iliskin bir delil sözlesmesi yapilmis olmaz ve aslinda senetle ispati gereken o hukuki islem hakkinda tanik dinlenmez (Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt III, 2001 baski, s.2924-2925).

Somut olayda, tanik dinletmek isteyen davalinin hasmi durumunda olan davaciya HUMK.nun 287 ve 288 maddeleri hükümlerine göre (bu olayda tanik dinlenmesi mümkün degildir. Ancak siz tanik dilenmesine muvafakat ederseniz o zaman bu olayda tanik dinlenebilir. Aksi halde yazili delil ibraz etmeniz gerekir) seklinde açikça kanun hükümleri hatirlatilmamis ve bu hatirlatma hususu zapta geçirilmemistir. Sadece 20.5.2003 tarihli oturumda taraf vekilleri "tanik dinletilmesine muvafakat ediyoruz" seklinde beyanda bulunmuslardir. Bu beyanlar, HUMK.nun 289. maddesine uygun bir beyan olarak kabul edilemez.

O halde Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararina uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykiridir. Bu nedenle direnme karari bozulmalidir.

SONUÇ: Davaci vekilinin temyiz itirazlarinin kabulü ile, direnme kararinin Özel daire bozma kararinda ve yukarida gösterilen nedenlerden dolayi HUMK.nun 429. maddesi uyarinca BOZULMASINA, istek halinde temyiz pesin harcinin iadesine, 13.7.2005 gününde oyçoklugu ile karar verildi