Mesajı Okuyun
Old 15-05-2010, 13:07   #3
AV ŞEYDA

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/14670
K. 2003/14571
T. 22.12.2003
• NAFAKA DAVASI ( Boşanmanın Türk Medeni Kanununun Yürürlüğünden Önce Vuku Bulması Durumunda Boşanmaya Dayalı Davanın Kanunun Yürürlüğe Girdiği Tarihten İtibaren Bir Yıllık Süre İçerisinde Açılması Gereği )
• BOŞANMANIN TÜRK MEDENİ KANUNUN YÜRÜRLÜĞÜNDEN ÖNCE VUKU BULMASI ( Boşanmaya Dayalı Dava Kanunun Yürürlüğe Girdiği Tarihten İtibaren Bir Yıllık Süre İçerisinde Açılması Gereği - Nafaka Davası )
• ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Boşanmanın Türk Medeni Kanununun Yürürlüğünden Önce Vuku Bulması Durumunda Boşanmaya Dayalı Nafaka Davası Kanunun Yürürlüğe Girdiği Tarihten İtibaren Bir Yıllık Süre İçerisinde Açılması Gereği )
4721/m.175,178
743/m.144
ÖZET : Boşanmanın; Türk Medeni Kanununun yürürlüğünden önce vuku bulması durumunda, boşanmaya dayalı dava; Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde açılmalıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, tarafların 1999 yılında boşandıkları, boşanma ile eş ve küçük çocuk için tedbir - iştirak nafakasına hükmedildiği, boşanmakla, yoksulluğa düşüldüğü ve günün koşullarında iştirak nafakasının yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakası verilmesi ve iştirak nafakasının da artırılması istenilmiştir.

Mahkemece, iştirak nafakası yönünden istemin kısmen kabulü, yoksulluk nafkasının ise ancak boşanma kararı ile verilebileceği gerekçesi ile reddi cihetine gidilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak, tarafların anlaşarak boşandıkları, anlaşma metninde nafakanın niteliği belirtilmeden kocanın eşine aylık 35.000.000 TL nafaka vermeyi kabul ettiği, boşanma hükmünde ise bu nafakanın tedbir nafakası olarak kararda yer aldığı, kararın bu haliyle temyiz edilmeksizin 04.05.1999 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın ise 16.08.2002 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Türk Medeni Kanununun 175. maddesine ( 743 sayılı yasanın 144. maddesi )dayanan yoksulluk nafakası boşanma davası içinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken veya kesinleştikten sonra ayrı bir dava şeklinde de istenebilir. Davanın açılması; 743 sayılı yasada bir süreye tabi tutulmamıştır.

01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde ise, 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddeye göre "evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar"

Bununla birlikte zamanaşımı süresinin 4721 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önceki kesinleşen boşanmalarda uygulanabilirliği; 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 20. maddesinde; "Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, Türk Kanunu Medenisi hükümlerine tabi olmaya devam ederler. Ancak, sözkonusu süreler, Türk Medeni Kanununun belirlediği süreden uzun ise, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, bu kanunda belirlenen sürenin geçmesiyle dolmuş olur" şeklinde düzenlenmiştir.

O halde, boşanmanın; Türk Medeni Kanununun yürürlüğünden önce vuku bulması durumunda, boşanmaya dayalı dava; Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde açılmalıdır.

Somut olayda, 16.08.2002 tarihinde dava açıldığı ve davacı eşin boşanma ile yoksulluğa düştüğü ve de boşanmada ağır kusurlu olmadığı gözetildiğinde "hakkaniyete" uygun bir miktar yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekir

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.