Mesajı Okuyun
Old 14-05-2010, 09:47   #2
Av.Meryem Kaya

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

Onuncu Hukuk Dairesi

E: 2006/19694

K:2007/17620

T:25.10.2007

SİGORTALILIĞIN TESPİTİ
Özet: Kuruma hak düşürücü süre içinde intikal ettiği anlaşılan, davacıya ait kimlik bilgilerini içeren işe giriş bil*dirgesi ve bu tescil ile verilen sigorta sicil numarası da dikkate alınarak, işe giriş bildirgesinin düzenleme tarihindeki mevzuat hükümleriyle bir günlük çalışmaya karine oluşturduğu, tanık beyanlarının da bu olguyu desteklediği gözetildiğinde, istemin anılan tarih itibariyle sigortalılık başlangıcı olarak kabulü gerekir.



506 s. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU (1) (2) (4)(5) [Madde 79]
506 s. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU (1) (2) (4)(5) [Madde 108]
Davacı, davalılardan Musa'nın inşaat işyerinde 15.08.1975-15.11.1975 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzen*lenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava, davacının 15.08.1975-15.11.1975 tarihleri arasında Musa'nın in*şaat işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece adı geçen işverenin davaya konu dönemde vefat etmiş bulunduğu, giderek işe giriş bildirgesi düzenlemesinin imkansız olduğu ve işten ayrıldıktan sonra beş yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun'un 79/10 ve 108. madde*leridir.

Bu yönde Kuruma bildirilmeyen çalışma süresinin ve sigorta başlangıç tarihinin tespitine karar verilebilmesi için, davanın çalışılan yılın sonundan başlayarak 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Yönetmelikle tespit edilen belgeler kapsamında işe giriş bildirgesinin verilmesi durumunda, bildirgede öngörülen işe başlama tarihinden sonrası için hak düşürücü süreden bahsedilemez. Ne var ki; işe giriş bildirgesinin de, yine, yasada öngörülen hak düşürücü süre dahilinde Kuruma verilmesi gerekir. Zira, hak düşürücü sürenin geçirilmesi hakkın özünü ortadan kaldırdığından, bu sürenin geçirilmesinden sonra işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesi ya da sonradan primlerin ödenmesinin, hak düşürücü süreyi yeniden canlandırması mümkün değildir.

Somut olayda, davacının sigorta sicil dosyası içeriğinde, dava konusu işyerine 15.08.1975 tarihinde işe girişine dair işe giriş bildirgesi mevcuttur. Kuruma hak düşürücü süre dahilinde, 16.12.1975'te intikal ettiği anlaşılan, davacıya ait kimlik bilgilerini içeren işe giriş bildirgesi ve bu tescil ile verilen sigorta sicil numarası da dikkate alınarak, işe giriş bildirgesinin düzenleme tarihindeki mevzuat hükümleri ile bir günlük çalışmaya karine oluşturduğu, dinlenen tanık beyanları ile de bir günlük fiili çalışmanın varlığını desteklediği gözetildiğinde, istemin anılan tarih itibariyle sigortalılık başlangıcı olarak ka*bulü gereklidir.

Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BO*ZULMASINA), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevabınızı tam karşılamıyor ama umarım işinize yarar.
Saygılarımla..