Mesajı Okuyun
Old 05-05-2010, 13:00   #3
Av.Anıl Göksel

 
Varsayılan

sayın meslektaşım ( ve değerli hemşehrim ) ;

söz konusu icra takibinde borçlunun icra (hukuk) mahkemesine verdiği dilekçe , icra ve iflas kanununun 'kambiyo senetleri hakkındaki hususi takip usülleri' başlığı altında 167. maddesi ve akabindeki maddeleri ile getirilen düzenlemelere göre (madde 168/5 ve madde 169) borca itiraz olarak nitelendirilir. bununla birlikte icra takibini durduran bir işlem değildir , meğer ki satış istenmesin.

yaptığın tebligat kanunu madde 35'e göre tebliğ konusuna gelince , kanun hükmüne göre söz konusu tebligatın kapıya asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır ve bunun üzerinden (ilamsız takipte 7 gün ancak senin olayında kambiyo senedi olduğu için) 5 gün içinde borçlu muhattap itiraz veya şikayetlerini bildirmelidir. ancak olayında tebliğ tarihinden 15 gün sonra mahkemeye başvurulmuştur , bu durumda borçlunun yaptığı işlem 'gecikmiş itiraz' olarak adlandırılır. bu konudaki çeşitli Yargıtay kararları göstermektedir ki gecikmiş itiraz için ön şart 'usulüne uygun yapılmış bir tebligat' olmalıdır ki bu senin olayında gerçekleşmiştir. bunun ardından borçlu muhatap tebligatı 'haklı bir nedenden ötürü kesinleşme süresinden sonra öğrenmiş' olmalıdır.

son olarak , vekili olduğunuz alacaklıya karşı açılan bu davada pek tabi ki cevap dilekçesi yazman gerekmektedir. yazacağın dilekçenin içeriği ise senin özgür düşüncene kalmakla birlikte bu konuda bir kaç tavsiyede bulunmak isterim. şöyle ki ;
1) borçlu süresini geçirdikten sonra itirazda bulunduğu için bunu öne sürerek gecikmiş itiraz sayılmadığını ve borçlunun aslında ödeme emrini tebellüğ ettiği halde süresi içinde itiraz etmeyip dava açmadığını ve usulüne uygun açılmayan davanın reddi gerektiğini söyleyebilirsin. fakat bu durumu ispatlamak için başvurabileceğin yöntemler ve sayın icra hukuk hakimimizin bu konuya bakış açısı hakkında fikir beyan edemiyorum.
2) esasa yönelik savunmalara gelince , borçlu açtığı dava ile borcun olmadığını veya itfa veya imhal edildiğini iddia etmektedir ve bunu resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat etmelidir. aksi halde borca yaptığı itirazı kabul edilmez , davası reddedilir. borçlunun ibraz edeceği belgelere karşı alacaklı vekili olarak siz de imzayı inkar yoluna gidebilir veyahut zamanaşımı defi ileri sürülüyorsa zamanaşımının kesildiği-durduğu gibi itirazlarda bulunabilirsiniz. bu savunmalarınızı ispat ettiğiniz takdirde açılan dava reddedilecektir.

iyi çalışmalar dilerim.