Mesajı Okuyun
Old 01-05-2010, 12:55   #1
Konuk

 
Varsayılan Hukukun Temel Felsefesİnİn Zedelenmesİ.

HUKUKUN TEMEL FELSEFESİNİN ZEDELENMESİ

1.) 2004 yılında boşanma davası açtım
2.) Boşanma 2005 yılında kesinleşti.
3.) Boşanmanın kesinleşme tarihi 2006 yılında Yargıtay kararı üzerine netleşti. Kısacası kesinleşme tarihimi 2006 yılında öğrendim. Boşanmada karşı taraf % 100 kusurlu bulundu.
4.) 2004 yılında boşanma davasının yanı sıra Mal rejimi alacağı için fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açtım.
5.) Karşı tarafta aynı şekilde bana kısmi dava açtı. Bu iki dava birleştirildi.
6.) Her iki tarafta aynı miktarda kısmi dava açtığı için aynı miktarlar birbirini sıfırladı karşı tarafın fazlaya ilişkin alacağı çıkmadı benim çıktı.
7.) Söz konusu dava 2008 yılında, yanlışlığı önceden mahkemece de kabul edilmiş ve içeriği kısmen başka eve ait olan aşırı düşük değerli bilirkişi raporu doğrultusunda alacak miktarımı çok büyük zarara uğratacak şekilde sonuçlandı. Oysaki dosyada müzekkere yoluyla bu raporun yerine alınmış yeni rapor mevcuttu. Bu rapor değerlendirmeye alınmadan, göz ardı edilerek hâkimin yanlış rapora göre ve fazlaya ilişkin harç talebinde bulunmadılar diye pat diye davayı sonlandırması tam bir şoktu.

8.)Fazlaya ilişkin harç yatırılmadı çünkü fazlaya ilişkin kısım henüz belli ve net değildi. Yeni raporun değerlendirilmeye alınması gerekiyordu.Net olmayan bir rakam üzerinden nasıl fazlaya ilişkin harç talebinde bulunulabilirdi. Hal böyle olunca yanlış rapora göre karar verildi diye tarafımızdan Yargıtay a itiraz edildi yalnız itirazda fazlaya ilişkin harç hususundan hiç bahsedilmedi. Çünkü karar tarihi olan 2008 yılında zaman aşımı 10 yıl idi. Boşanma 2005 de kesinleştiği için önümüzde daha beş yılımız olduğundan dolayı fazlaya ilişkin rakam netleştikten sonra ek dava açılabilirdi. Dosya Yargıtay sürecinde iken yani 2009 yılında zaman aşımı birden bir yıla indi ve bu hususta da gafil avlandık. Dosya halen Yargıtay da olup söz konusu dava henüz daha sonuçlanmadı.


9.) Dosya karara bağlandığında zaman aşımı on yıldı, dosya Yargıtay da iken zaman aşımı bire indi. Hal böyle olunca süre gelen haklarım otomatikman buhar oldu, 27 yıllık birikimim, emeğim, 6 yıllık hukuk mücadelem mahkeme ve avukatlık masraflarım koşuşturmalarım tamamen boşa gitti. Alacaklı durumda iken Yargıtay dairelerinin zaman aşımı hususunda, yorum farklılıkları nedeniyle mahsuplaşacak alacaklarım yok edildiği için kira ecrimisil gibi nedenlerle verecekli pozisyonuna düştüm. Dolayısıyla haklarım boşanmada tamamen kusurlu bulunmuş tarafa benim rızam dışında hibe edilmiş, kusurlu taraf ödüllendirilmiş haklı taraf mağdur edilip cezalandırılmış gibi bir şey oldu ki bu durum hukukun ve adaletin temel felsefesine kesinlikle aykırıdır.

10.)Zaman aşımı süresi 1 yılda olabilir on yılda olabilir elbette ki en doğru kararı yine sağduyulu hukukçular verecektir ki mahkemelerin gerçek durumunu ve olayları bizzat yaşayan bir vatandaş olarak on yıl olması gerektiği düşüncesindeyim. Lakin bu hususlara karar verilip geçiş yapılırken geçişten önceki süregelen davaların ve bu davalarla bağlı olarak gündeme gelebilecek ek davaların en azından bir yıllık zaman aşımından muaf tutulup, Hukukçuların kendi aralarındaki farklı yorumları sebebiyle vatandaş gafil avlanıp mağdur edilmemeli, kusurlu taraf ödüllendirip hukukun temel felsefesine aykırı davranılmamalıydı diye düşünüyorum.

11.) Sekizinci Hukuk dairesine göre boşanmanın kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde dava açılmalıymış. Bunun sebebi delillerin yok olmasıymış. Burada şöyle bir ikilem daha var.

a.) Boşanmamın kesinleşme tarihi 2005. lakin ben boşanmanın kesinleşme tarihinin 2005 olduğunu 2006 yılında Yargıtay kararı sonucu öğrendim. Burada zaman aşımı başlangıç tarihi 2005 kabul edilse 2006 yılında süre doluyor, 2006 kabul edilse 2007 de süre doluyor. Bu tarihlerde zaman aşımı süresi on yıldı ve kısmi davamda daha belgeler toplanıyordu ki fazlaya ilişkin alacaklarım belli bile değildi. Bu tarih itibariyle halen daha belli değil.Çünkü dosya Yargıtay da.Şimdi vatandaşla dalga geçer gibi nasıl on yıl değil de bir yıl dı. Zaman aşımını geçirmişsin diyebilirler. Aklım mantığım almıyor. Ayrıca söz konusu davada deliller yok olmadı bilakis toplanmış ve sona yaklaşılmış durumda.

12.)Dosyam Yargıtay dan dönünce fazlaya ilişkin haklarımı alabilmek adına tarafımdan ek dava açılacaktır.Elbette karşıma zaman aşımı mevhumu çıkacaktır.Lakin burada kusurlu taraf ödüllendirilip haklı taraf cezalandırılarak hukukun temel felsefesinin zedelenme olayı da söz konusudur. Sorum neden 10 yıl neden bir yıl olması gerektiği değildir.Çünkü Sitenizden Bu hususta çok önemli gerekli bilgilenmeleri edindim.Lakin Anlatımlarım doğrultusunda gözden kaçırdığım hukuka aykırılık başka hususlarda var ise hukukun temel felsefesinin zedelenmesi konusunda hangi kanun maddelerine dayanabilirim. bilgilendirebilirseniz sevinirim.