Mesajı Okuyun
Old 29-04-2010, 14:40   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/12377
Karar: 2005/14458
Karar Tarihi: 03.10.2005

MENFİ TESPİT DAVASI - TEMİNAT SENETLERİNİN MUVAZZALI OLARAK DEVRİ - İCRA TAKİPLERİNİN BASKISI ALTINDA DÜZENLENEN PROTOKOLÜN DAVACIYI BAĞLAMAYACAĞI - SENETLERİN TEMİNAT SENEDİ OLARAK DÜZENLENDİĞİ

ÖZET: Mahkemece hükme esas alınan belgenin icra baskısı sonucu düzenlenmesi sonucu davacıyı bağlamayacağının ve senetlerin teminat senedi olarak düzenlendiğinin kabulü zorunludur. Davacı sözleşmedeki edimlerini de yerine getirdiğine göre teminat senetlerinin de herhangi bir hükmü bulunmamaktadır.


(2004 S. K. m. 72)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Ergin Özçakmak gelmiş, diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, inşa ettiği binadaki 5 adet daire ile iki adet dükkanı davalıya satıp parasını peşin aldığını, binanın tamamlanması karşılığında teminat olarak davalıya tarihsiz ve her biri 30.000.000.000 TL bedelli iki adet senet verdiğini, binanın tamamlanmasından sonra davalının muvafakati ile tüm binayı dava dışı kuruluşa sattığını, davalı adına satılan dairelerin parasını davalıya ödediğini, iki adet dükkanın da devrini davalıya verdiğini, ancak davalının teminat senetlerini kaybolduğu gerekçesiyle iade etmediğini, protokolle bu senetlerin hükümsüz sayıldığını ancak davalının üç yıl sonra teminat senetlerini dava dışı Rezzan Çepni vasıtasıyla icraya koydurduğunu, haciz konulan taşınmazların satışa çıkarıldığını, bu baskılar altında davalıya bir daire, bir dükkan ve 5.000.000.000 TL bedelli çek vererek fesih ve takibin ibrası konusunda anlaştıklarını ve bu nedenle Rezzan Çepni ile 27.12.2002 tarihli protokol düzenlendiğini, ancak Rezzan'ın icra takibine devam ettiğini, gerçekte hiçbir borcu bulunmadığı halde icra baskısı sonucu davalıya daire ve çek verdiğini ileri sürerek 2002/8227 sayılı icra takibine konu senetler nedeniyle ve icra baskısı altında verilen bu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini, fazlası saklı kalmak üzere davalıya verilen dairenin bedeli ve açılan icra takibi nedeniyle yapılan masraf olmak üzere 31.000.000.000 TL'nin istirdadını istemiştir.

Davalı, 27.12.2002 tarihli protokolle uyuşmazlığın sonuçlandığını, protokolün icra baskısı sonucu düzenlenmediğini, belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 27.12.2002 tarihli protokolle sona erdirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden davacının inşa ettiği binadaki 5 adet daire ve iki adet işyerini devalıya 30.10.1999 tarihli belge ile sattığı ve bedelini peşin aldığı, dairelerin bulunduğu binanın akabinde davalının da muvafakati ile dava dışı kuruluşa satıldığı ve davalıya ait dairelerin satış bedelinin davalıya ödendiğini ve davacının satışa konu iki adet işyerini de davalıya devrettiği anlaşılmakta olup bu husus ihtilafsızdır. Öte yandan davacının yaptığı daire ve işyerlerine karşılık davalıya iki adet toplam 60.000.000.000 TL bedelli senet verdiği ve senetlerin teminat senedi niteliğinde bulunduğu 16.12.1999 tarihli davacı ve davalı vekilince imzalanan protokolle anlaşılmaktadır. Ne var ki bu senetlerin muvazaalı olarak Rezzan Çepni'ye devredildiği 10.06.2002 tarihli Rezzan Çepni tarafından imzalanan belge ile belirlenmiştir. Davalı, aralarındaki anlaşmazlığın 27.12.2002 tarihli protokolle çözümlendiğini savunmuş ve bu husus mahkemece de kabul edilmiş ise de, hemen belirtmek gerekir ki Rezzan Çepni tarafından 10.06.2002 ve 13.06.2002 tarihlerinde yapılan teminat bonosu niteliği taşıyan senetler dayanak oluşturan icra takibinin devamı esnasında ve icra takiplerinin baskısı altında düzenlenen protokolün davacıyı bağladığının kabulü mümkün değildir. Öte yandan bizzat davalı tarafından 27.12.2002 tarihli protokol sonrasında düzenlenen 07.01.2003 tarihli belgede de icra takiplerine konu olan senetlerin Rezzan Çepni'ye danışıklı olarak ciro edildiği de kabul edilmiştir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece hükme esas alınan 27.12.2002 tarihli belgenin icra baskısı sonucu düzenlenmesi sonucu davacıyı bağlamayacağının ve senetlerin teminat senedi olarak düzenlendiğinin kabulü zorunludur. Davacı 30.10.1999 tarihli sözleşmedeki edimlerini de yerine getirdiğine göre teminat senetlerinin de herhangi bir hükmü bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının teminat senetleri dayanak yapılarak aleyhine yapılan icra takibi sonucu yaptığı ödemeleri davalıdan isteme hakkı bulunmaktadır. Ne var ki davacının dava dilekçesindeki talepleri yeterince açık değildir. Mahkemece değinilen bu yönler gözetilerek davacıya dava dilekçesindeki talepleri açıklattırılmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 400 YTL. duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 03.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları