Mesajı Okuyun
Old 27-04-2010, 14:49   #5
HAMUŞ

 
Varsayılan

1) Hizmet tespit davası açmanız elbetteki mümkün.. Ancak müvekkilinizin eksik primlerinin yatırıldığı tarihleri, 506 Sayılı Yasanın 79. maddesinin 10. bendinde yer alan 5 yıllık hak düşürücü süreyi gözönünde bulundurarak değerlendirmeniz gerekmekte..
2) Bu sorunuzda, müvekkilinizin hesabından bir başkasının nasıl para çektiğini biraz açıklayabilir misiniz? Genel olarak cevaplamak gerekirse; işçinin ücretinin ödendiğinin ispatı işverene düşmektedir. Ancak banka aracılığıyla ödeme yapıldığı banka kayıtları ile tespit edildiğinde işveren ispat yükünden kurtulur. Yazılı delile karşı ise tanık beyanları geçerli sayılmamaktadır. Bunlara karşılık işverence kanuna karşı hile kullanıldığını ispatlarsanız(ki çok zoz olacaktır), tanık dinletmeniz ve ücretlerini alamadığını tespit ettirmeniz belki mümkün olabilir.
3) Sigortalı hizmet tespiti davası ile işçilik haklarından kaynaklanan tazminat ve alacak davalarının birbirleriyle bağlantılı olduğu için birlikte açılıp, sonuçlandırılmaları olanaklıdır. Ancak davaların temyiz inceleme mercileri sanırım ayrı. Belki bu sebeple ayrı açmanız daha iyi olabilir diye düşünüyorum. Bunun yanı sıra her ikisi birlikte açıldığında karar aşamasına gelindiğinde Mahkemece tefrik kararı verilme ihtimali olabilir.
4) Kıdem tazminatı talebinize iş akdinin fesih tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi talep edebilirsiniz. İhbar tazminatına ise temerrüde düşme tarihinden itibaren faiz işletilmektedir.
5) Fazlaya ilişkin haklarınız saklı kalmak kaydı ile dava açmanız çok mantıklı.. Ancak müvekkilinizin çalışma süresinin 5 yıldan fazla olması nedeni ile ücrete ilişkin alacak taleplerinize ıslah tarihi itibari ile zamanaşımı itirazında bulunulabilir. Dikkat ediniz.
Kolay Gelsin...