Bence vekilin böyle bir sorumluluğu yoktur. Müvekkiliniz size yazılı olarak temyiz hakkından feragat ettiğini bildirdiğine göre, kararın bu haliyle kesinleşmesini istiyor demektir ve aslında böyle de olmuş ve karar kesinleşmiştir. Bundan sonra müvekkiliniz fikrini değiştirmiş ise tüm sorumluluk müvekkilinize aittir. Müvekkiliniz kararın tebliğinden itibaren BİR YIL sonra da fikrini değiştirerek temyiz dilekçesi verebilirdi. Bu durumda avukat "temyiz talebinin reddi kararını temyiz etmekle sorumludur" demenin, avukatın bir dava ile ilgili sorumluluğu "ömür boyudur" demekten hiçbir farkı yoktur. Bütün bunlara rağmen haddinden fazla titiz davranacaksanız, müvekkiliniz ile telefonla görüşün, acil şekilde büronuza davet edin, bir telefon görüşme tutanağı tanzim edin veya "temyiz talebinin reddi kararı verildiğini, bu kararı temyiz etmek istiyorsa büronuza gelerek bildirmesini ve masrafları ödemesini, aksi halde temyiz talebinin reddi kararını temyiz etmekten vazgeçmiş sayılacağını vs..." içeren bir ihtarnameyi APS ile ya da ALO 169 ile postalayın, müvekkiliniz büronuza gelirse temyiz talebinin reddi kararını temyiz edip etmemek hususunda imzasını alın, müvekkiliniz büronuza gelmezse ve ileride bir sorun çıkarsa elinizdeki telefon görüşme tutanağını veya ihtarnameyi sunarsınız.