Mesajı Okuyun
Old 19-04-2010, 15:33   #2
Av.Cihan Nuri

 
Varsayılan


Olayınızda muris muvazaası göremedim, çünkü olayınızda muris Ahmet'in kızı Ayşe'yi mirastan yoksun bırakmak için yapmış olduğu muvazaaya dayalı bir işlem ortada yok.Kadastro sırasında erkek evlat kız kardeşini mirastan mahrum bırakmak için kadastro çalışmaları esnasında kendi adına yazdırmış, burada yapılacak iş, kadastro tespit tutanağının kesinleşmesini takiben 10 yıl içesinde yani 1991 yılının ilgili tarihine kadar taşinmazın bulunduğu yer mahkemesinde taşınmazın Ahmetten geldiği iddiasıyla veraset ilamınıda ekleyerek Tapu iptali ve tescil davası açılması gerekli idi. Ancak aşağıda da sunmuş olduğum Yargıtay kararı çerçevesinde bu 10 yıllık hak düşürücü süre geçirilmiş.


T.C.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/1550

K. 2003/4539

T. 17.6.2003

• TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ ( Tutanağın Kesinleşme Tarihinden Dava Tarihine Kadar 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3 Maddesinde Belirtilen 10 Yıllık Hak Düşürücü Süre Geçmiş Bulunduğuna Göre Bu Parsel Hakkındaki Davanın Reddi Gereği )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Tutanağın Kesinleşme Tarihinden Dava Tarihine Kadar 10 Yıllık Hak Düşürücü Süre Geçmiş Bulunduğuna Göre Bu Parsel Hakkındaki Davanın Reddi Gereği - Tapu İptali ve Tescil Talebi )

• KADASTRO TUTANAĞININ KESİNLEŞMESİ ( Kesinleşme Tarihinden Dava Tarihine Kadar 10 Yıllık Hak Düşürücü Süre Geçmiş Bulunduğuna Göre Bu Parsel Hakkındaki Davanın Reddi Gereği - Tapu İptali Ve Tescil Talebi )

3402/m.12/3

ÖZET : Tutanağın kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre bu parsel hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır.