Mesajı Okuyun
Old 17-04-2010, 17:45   #46
Executive Director

 
Varsayılan

Aradan geçen zaman içerisinde bu başlıktaki sorunların çözülüp çözülmediğini bilmiyorum. Ancak takip yetkisiyle ilgili olarak bir de yasal gerekçelerle açıklamada bulunmak istedim.
Avukat arkadaşlardan bir kısmının, Katiplerinin avukatın dilekçesini ibraz edeceği bu hakka sahip olduğu yolundaki düşünceye katılmak mümkün değildir.
Şöyle ki;
Uygulamada İcra işlemleri için yeni bir meslek dalı oluşturulmuştur. Malesef bazı avukat arkadaşlarımız bu meslek dalını oluşturmuş bulunuyorlar. Adı da "Avukat Katipliği"dir. Ne güzel avukatlık ortaklıklarına da ne gerek var değil mi?
Halbu ki; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun
"Yalnız Avukatların Yapabileceği İşler" başlıklı
"Madde 35.(Değişik: 26/2/1970-1238/1 m.)
Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir."
maddesi açıktır. İcra Müdürlükleri nezdinde (Yargıtay içtihatları ile icra müdürlüğü işlemleri de "adli işlem" dir) herhangi bir yazılı veya sözlü hukuki talebi açmak, asil veya vekilin bizzat (yada muhabere kanalıyla, yada elektronik imza ile uyap üzerinden) yapabileceği bir iştir.
Ancak ne hikmetse bazı Avukat arkadaşlarımız talebini veya dilekçesini bürosunda yazıp katibi veya sekreteri ile gönderip işlem yapılmasını beklemektedir. Bunu kabul etmeyen icra müdürlerini ise suç işleyen yada zorluk çıkaran olarak nitelendirmektedir. Halbu ki bu şekilde icra müdürlüklerinde talep açılması zorlaması kanun dışı işleme görevli memuru zorlamaktır.
Yine bu zorlamaya gerekçe olarak ise 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 46. maddesi gösterilmek istenmektedir.
"İşlerin Stajyer veya Sekreterle Takibi,
Dava Dosyalarının İncelenmesi ve
Dosyadan Örnek Alma" başlıklı
"Madde 46. (Değişik: 2/5/2001-4667/32 m.)
Avukat, işlerini kendi sorumluluğu altındaki stajyeri veya yanında çalışan sekreteri eliyle de takip ettirebilir, fotokopi veya benzeri yollarla örnek aldırabilir. Avukatın onanmasını istemediği örnekler harca tabi değildir."
Buradaki sekreter eliyle takip ettirme işi ancak fotokopi evrakı alma veya masraf ödemesi yapıp makbuzunu alma, müzekkere cevaplarının dönüp dönmediği yönünde bilgi almak üzere fotokopi veya suret alma gibi Avukatlık yetkisinin devri anlamına gelmeyecek şekilde olmalıdır. Sekreter veya katibe bağlı bulunulan baronun sekreter kartı vermesi de bu kanuni hakkı sağlamaz. Sekreter aracılığıyla talep açılmaya kalkılırsa bu hukuken mümkün değildir. Yapılabilen icra müdürlükleri varsa da bunun kanunsuz olduğu ortadadır.
Ancak; Avukatların bir kısım adli işlerini yanlarında çalıştırdıkları avukatlar aracılığıyla (birlikte vekaletname çıkartmak veya tevkil yetkisi vermek vs. surette) yapabilmeleri şu an kanuni olan mevcut durumdur.
Bunun dışında katip veya sekretere yetki verilebilmesi, onun aracılığıyla talep açılabilmesi yönünde bir kanuni düzenleme yapılabilir ve o zaman "Avukat Katipliği" mesleği de zannımca adli işlemler yönünden hukuki zeminde ve lıyakat şartı gerektiren bir meslek olabilir. O mesleği icra eden binlerce insan açısından böyle bir düzenlemenin yapılması da sevindirici olacaktır. Bugün olduğu gibi, erken kalkan da "Avukat Katibi" olamamalı tabii, en azından bundan sonra bu mesleğe kabul için, örneğin Liselerin Adalet Bölümü yada Adalet Yüksek Okulu mezunu olmaları, hukuk eğitimine sahip olmaları gerekmelidir.
Herkese iyi çalışmalar dilerim.