Mesajı Okuyun
Old 08-04-2010, 09:38   #2
wastelander67

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Sorduğunuz soruyla ilgili Yargıtay 15.Hukuk Dairesi'nin 2008/4427 Esas, 2009/4863 Karar numaralı ve 18.09.2009 karar tarihli kararını bilginize sunuyorum.
Bu olayda da borçlu davadan önce asıl borcu ödemiş ve yüksek mahkeme asıl borç ödendiği için icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğine, asıl borç dışında kalan alacaklar için ise takibin devamına karar verilmesi gerektiğine karar vermiş. Umarım yardımcı olur, iyi günler dilerim

Dava: Hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Dava, itirazın iptali, icra takibinin devamı, icra inkar tazminatı istemleriyle açılmış; mahkemece itirazın iptali davası açılmadan önce icra takibine konu borcun ödenmiş olması nedeniyle davanın reddine, % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekili icra takibinde, 13.342,87. TL alacağın icra takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Davalı şirket tarafından ödeme yapılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı şirket tarafından alacak aslı ödenmiştir. Davacı şirketin icra takip tarihi olan 08.06.2006 tarihinden itibaren ödemenin yapıldığı tarihe kadar olan faiz alacağı konusunda davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Mahkemece belirtilen tarihler arasındaki faiz miktarı hesaplanarak veya bilirkişiye hesaplattırılarak bulunacak miktar yönünden faiz yürütülmeksizin icra takibinin devamına karar verilmesi gerekirken bu durum gözden kaçırılarak davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- Davalı vekilinin temyiz itirazına gelince, icra inkar tazminatının karar altına alınabilmesi için itirazın iptali davasının açıldığı tarihte borcun ödenmemiş olması gerekir (HGK. 30.03.2005 gün 2005/19-200 Esas, 2005/210 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, alacak aslının itirazın iptali davasının açılmasından önce ödendiğini davacı vekili 06.03.2008 günlü oturumda beyan etmiştir. Aynı şekilde mahkeme kararında da alacak aslının itirazın iptali davası açılmadan önce ödendiği kabul edilmiştir. Bu durumda davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, alacak aslı üzerinden % 40 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda (1.) bendde açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, kararın (2.) bent uyarınca davacı, (3.) bent uyarınca davalı şirket yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 18.09.2009 gününde oybirliği ile karar verildi