Mesajı Okuyun
Old 07-04-2010, 16:21   #4
Av.Cihan Nuri

 
Varsayılan

sayın meslektaşım, bilgilerinize bir örnek,



T.C.

YARGITAY

7. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/591

K. 2005/597

T. 4.3.2005

• KADASTRO TESPİTİ ( Tapu Kaydının İptali İstemi - Kadastro Tespitinin Kesinleştiği Günden İtibaren 10 Yıl İçinde Kadastro Öncesi Nedene Dayanılarak Dava Açılabileceği/Bu Süre Geçtikten Sonra Açılan Davaların Dinlenemeyeceği )

• TAPU İPTALİ ( Kadastro Tesbitine Dayalı - Kadastro Tespitinin Kesinleştiği Günden İtibaren 10 Yıl İçinde Kadastro Öncesi Nedene Dayanılarak Dava Açılabileceği/Bu Süre Geçtikten Sonra Açılan Davaların Dinlenemeyeceği )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Kadastro Tespitinin Kesinleştiği Günden İtibaren 10 Yıl İçinde Kadastro Öncesi Nedene Dayanılarak Dava Açılabileceği - Bu Süre Geçtikten Sonra Açılan Davaların Dinlenemeyeceği )

3402/m.12,41


ÖZET : Dava, kadastro tesbitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemidir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12.maddesi hükmünce kadastro tespitinin kesinleştiği günden itibaren 10 yıl içinde kadastro öncesi nedene dayanılarak dava açılabilir. Bu süre geçtikten sonra açılan davalar dinlenemez. 10 yıllık süre hak düşürücü süre olup mahkemece res'en dikkate alınır.
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbite dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle acılan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:
KARAR : Dava dilekçesinde her ne kadar davanın niteliği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 41. maddesinde düzenlenen teknik hataların düzeltilmesi şeklinde belirtilmiş ise de hakim, dilekçede belirtilen hukuki sebeple bağlı değildir. İleri sürülen maddi sebeplere göre davanın hukuki sebebine kendisi belirlemekle yükümlüdür. Dava dilekçesinde ileri sürülen maddi sebep, kadastro tesbit sırasında dava dışı 842 parsel sayılı taşımaza uygulanan tapu kaydının miktar fazlası olarak mera niteliği ile sınırlandırılan 851 parsel sayılı taşınmazla ilgili kesinleşmiş tesbitin iptali ve davacı adına tescili istemi olara açıklandığına bir başka deyişle mülkiyet hakkında değişiklik talep edildiğine göre davanın hukuki sebebinin maddi olaya uygun düşmeyen 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi olarak kabulü mümkün değildir. Hal böyle olunca davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereklidir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 12.maddesi hükmünce kadastro tespitinin kesinleştiği günden itibaren 10 yıl içinde kadastro öncesi nedene dayanılarak dava açılabilir. Bu süre geçtikten sonra açılan davalar dinlenemez. 10 yıllık süre hak düşürücü süre olup mahkemece res'en dikkate alınır. Somut olayda dava konusu 851 parsel sayılı taşınmazın tespiti 8.11.1988 tarihinden kesinleşmiş; dava ise bu süre geçtikten sonra 13.5.2002 tarihinde açılmıştır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de meraların mülkiyeti hazineye ait olmakla beraber yararlanma hakkının köy tüzel kişiliğine ait olduğu gözönünde bulundurularak köy tüzel kişiliği de davaya dahil edilmek suretiyle husumetin yaygınlaştırılması ve bu yolla taraf teşkilinin sağlanması gerekirken mahkemece bu konuda da yanılgıya düşülmüş olması nedeniyle davalı hazinenin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.

YARGITAY

20. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/2195

K. 2005/6964

T. 27.5.2005

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( 10 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Dolduğu Gözönünde Bulundurularak Davanın Reddi Gereği )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( 10 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Dolduğu Gözönünde Bulundurularak Davanın Reddi Gereği - Tapu İptali ve Tescil )

3402/m.12/3


ÖZET : Dava tapu iptali ve tescil davasıdır. 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin de dolduğu gözönünde bulundurularak mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Yaşar Kevşek ve davalılardan Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Himmetoğlu Köyü 198 ada 6 parselin müvekkile ait 1 ve 5 parsel nolu taşınmazlarla bir bütün olduğu halde, kadastro çalışmalarında miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edildiğini ve kesinleştiğini belirterek tapunun iptali ile davacı adına tescilini istemiştir. Orman Yönetimi de davaya müdahil olarak taşınmazın orman olarak Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Yaşar Kevşek ve davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu iptali ve tescil davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 26.10.1990 tarihinde kesinleşmiştir.
1 ) Davacının temyiz itirazları bakımından; çekişmeli taşınmazın 198 ada 1 ve 5 parsellere uygulanan vergi kaydı miktar fazlası olduğu, kaydın 52 Ar yüzölçümünde ve kuzey-güney sınırının çalılık okuması nedeniyle değişir sınırlar içerdiği ve miktarından fazla olarak 3000 m2 yüzölçümlü 1 parsel ile 5000 m2 yüzölçümlü 5 parsele revizyon gördüğü, tüm bunların ötesinde kadastro tespitinin kesinleştiği 26.10.1990 tarihi ile davanın açıldığı 24.01.2001 tarihleri arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin de dolduğu gözönünde bulundurularak mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 ) Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince; Yönetim tarafından mahkemeye verilen ve harçlandırılan 17.02.2003 tarihli müdahillik dilekçesinde, taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescili talep edildiği halde mahkemece bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. Oysa, 1 ve 5 parsellere uygulanan vergi kaydının kuzey ve güneyi çalılık okunduğuna, paftada da bu yönler orman olarak göründüğüne göre mahkemece öncelikle taşınmazın kuzey güney ve batı yönlerden komşusu olan orman parseline düzenlenen bir tutanak varsa getirtilmeli, resmi belgelere göre yapılacak araştırmalar da gözönünde bulundurularak Yönetimin talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir.
1 ) Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan gerekçelerle davacının temyiz itirazlarının REDDİNE;
SONUÇ : 2 ) 2 nolu bentte yazılı gerekçelerle Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.05.2005 günü oybirliği ile karar verildi.
kaynak: kazancı içtihat bilgi bankası